1. 101.
    0
    istanbul tatilimiz 12 gundu ve mükkemel şekilde gidiyordu. Geziyorduk kadıköy, moda, sultanahmet, nişantaşı ne gelirse aklınıza. akşamları beraber oturuyorduk geç saatlere kadar sabah erkenden kalkıyorduk hiç bi anımızı kaçırmak istemiyorduk. Sanki birbirimizi kaybedip tekrar bulmuş insanlar gibi, hiç üzmeden devam ediyorduk. Alışkanlıklarımın tümü değişme eğlimine girmişti artık yemek alışkanlıklarım bile onunkine ayak uyduruyordu. Yemem dediğim herşey önüme geldi tatmak zorunda kaldım. Alışkanlık ben bunları yiyemem diyemiyosun öyle bi durumda. Masada zaten hep asker oldugu bilinci tırstırıyordu beni küçük seneryolar kuruyodum kafamda. Neslihan ayağı ile bacağımı oksardı ulan amca bey bi hissederse giber, kafamı tabağa gömer, duvara çakar gibi değişik idam fantazileri geliyordu. Yemek sonrası bi kahve molasında neslihanla annesi sözleşmiş gibi mutfağa gittiler. anladım ki amcabey konusucak.

    "Evlat senle konusamadık" dedi. "Evet efendim uzun zamandır kızınız beni tek başıma bırakmıyor" dedim gülerek. "Evlat seni çağrı'dan ayırmıyorum oğlum gibi seviyorum biliyorsun deme?" dedi. "Tabi ki efen... " "sözümü kesme dinle, her gun gelirken tatlı alıyorsun, her gezmege gittiğinizde neslihana harcattırmıyormuşsun" dedi. "bize yakışmaz efendim söylediklerinizin aksi" dedim. "bende aksini yap demedim ama zorlama kendini, bu haftasonu beraberiz elini cebine attıgını yakaladıgım anda bir daha bu eve giremezsin" dedi. Adam ciddiydi beyler. Kaşları çatık, suratında gülümsemeden eser yok. "Peki dedim efendim, bi şartım var yanlız, tatlılar benden" dedim. guldu "tamam o zaman anlaştık" dedi.
    ···
   tümünü göster