1. 51.
    0
    @51 tam olarak öyle değil. bizim derdimiz, başkaydı: ağaçlara optimize olmuştuk. ellerimiz dladan dala hoplamak içindi. besinlerimiz meyvelerdi. yani biz ağaçlara bağımlıydık. orada her zaman kolaydı yemek bulmak. ama ağaçlar gidince, suda gibilmiş sıpaya döndük, böyle olduk.

    fakat mesela timsaha bakalım. aylarca hiç bir şey yemeden yaşayuabilir. hasta filan olmaz, doğal antibiyotiği vardır. güneşten enerji alır. tek gereken biraz sudurki, dünyanın 3/4'ü su zaten. ne gerekiyor:

    güneş, sıcak ve su.

    buda her yerde var işte. mütevazi istekler. zaten sıcak olan, güneşin altında su, her zaman diğer canlıların geleceği yer olacaktır. tek gereken yeterince beklemek. beklerken ölmemek. bu da timsahta var.

    ve o yüzden, 200 milyon yıldır, timsahlar ortada var. çünkü değişmeleri gerekmiyor. ama arada biliyoruz, bazen timsahlarda değişmek zorunda kalmış. örneğin bazı timsahlar köpek gibi olmuş. yani köpek gibi küçük, koşan, sürüngenliği aşmış şeyler. ama o basit yaşama özelliklerini kaybettikleri için yok olmuşlar işte.

    kısaca, bir canlı bir yöreye, coğrafyaya bağlı sepsifik bir şeye özelleşirse, evrimi kaçınılmaz olur. evrim geçirmezse yok olur. örneğin, işte çita ve ceylan. çita ceylan yemeye özelleşmiştir. eğer çita bir şekilde biraz daha hızlı gitmeyi öğrenirse, çita ya evrim geçirmek, yada yok olmak arasında kalacaktır.
    ···
   tümünü göster