1. 51.
    0
    o zamanlar ben feyhanla çıkıyordum. bu ismi vermeye hiç çekinmiyorum (kendisi şu an incide yazar) okusunda içi birazda olsa acısın kaltağın. cenaze namazına oda geldi haliyle. abdesti alıp girdim içeri. içersi hınca hınç kalabalık. cuma ve bayram namazlarını uzak tutarsan, kadir gecesinde bile bu kadar kalabalık olmamıştır cami. hiç olmadığı kadar kalabalık hiç olmadığı kadar soğuktu sanki. soğuk soğuk terliyodum. camide o kadar ilginç bişey olmadı, çıktık cenaze namazını kılacağız, imam sordu nasıl bilirdiniz diye, en sevdiğim insanı benden alacak uzağa zütürecek, gömecek diye nefret ettiğim imam soruyo nasıl biliyosun o.ç. diye, dünyanın en iyi insanı dedim içimden. dışımdan sadece iyi bilirdik demekle yetindim. cenaze namazı kılındı, feyhan girdi koluma tamam bunuda atlatacağız dedi. içimden ananın dıbına kadar yolun var atlatacağız deme atlatacaksın de huur diyordum ama dışımdan hiçbişey diyemedim. ben iyiyim git annemle ilgilen, ama konuşma konuşturma. sadece sırtını okşa ve bayılmasını engelle dedim. bu sayede kafam biraz daha sakinleşecekti.

    annemin feryat sesleri dahada açıldı, içindeki sesi susturamıyordu o benim kadar belliki. babamla yan yana annemin çığlıkları arasında sükunetimizi korumaya çalışıyorduk. babamda benim gibidir, konuşmaz pek. babamla herşeyin bitmesi için dua ettik. herşey bitsinki eve gidelim. acımızı kendi içimizde yaşayalım. ama kimse bilemezdi eve gitmenin her ikimiz içinde daha büyük ızdırap olacağını
    ···
   tümünü göster