küçükken oynadığımız tehlikeli oyunlar

biz küçükken kız korkutmaca oynardık. cidden çok tehlikeli bir oyundur. özellikle korkutulan kızlar için.

oyun şöyle oynanır. önce deriden bir torba bulunur. heybe denilen kalın olanlar iyidir. sonra dere kenarından çalıların arasında gezilir. kuş yuvalarının bol olduğu mekanlarda, ki kuşların erkekleri yuvaları bekler, oradan bilirsiniz, bolca yılan olur. içlerinde en irileri, en koca kafalı olanları seçilir.

sol el bir dal alınır. yılanın karşısına aniden atlanır. yavaşça giderseniz kaçar. ama aniden menzile girince kaçamaz. hemen kafayı diker. dalı önüne zara azar uzatır, sağa sola oynatırsınız, yılan dala odaklanır. biraz yaklaşınca, birden dılın ucuna saldırır. siz o anda sağ elinlze hop, yılanı tam enseden yakalarsınız. yılan süratle konuluza dolanrı genelde. yılanın ağzınıniki kenarından bastırınca, ağzı açılır, dişleri çıkar.

kolunuzun bileğe gelen yerinden gömleği vs. neyse tutarsınız, kolunuz gerince, gömlek deri gibi gerilir. yılanı bu beze yaklaştırır, hafifçe serbest bırakırsınız. yılan şak diye onu ısırır. tuttuğunuz gibi geri çekersiniz. ama, kafsını üstten alttan sıktırıp. dişleri gömleğin kolunda kalır. artık sokacak yeri yoktur. biraz beklersiniz, pıtır pıtır zehir akar kırılan dişlerinden. yeşil yeşil olur genelde, bazısı sarı saydamdır.

sonra yılanı heybeye koyar köye dönersiniz. önceden hazırlanmış ufak bir spetin içine yılanı koyar, ağzını skıca kapatırsınız. kızlara gidersiniz, 3-5 oğlan birlikte. kızlardan biri merak eder. ne va o sepette filand er kesin.

dersiniz ki, eve kuş girmiş, onu koydum. aa, kuş mu, durun bakalım, ay yazık bıraksanız filan.

neyse meraklıdırlar, kuşa bakmaya gelirler. sepeti açarsınız, yılan kafayı çıkarır, dilini sallar. kızlar mosmor olup ayyk, ıyyık.. kaçışırlar. sizde gülmekten yerlere yatarken, yılanı geri sepete doldurursunuz.

oyunun ilk safhası geçmiştir. kızlar korkusunu atar. içlerinde cesur olanları merka eder, hani bir daha bakalım filan der. gösterisiniz, inceler vs. o sırada -genelde ben- işi bilen biri kızlara bakarak gibini ovalar. iyice kaldırır, fermuarı açar. elleriyle malafatın üstünü örter. bakın kızlar, bi yılanda burda var der. kızlar hani hani bakalım deyince, ellerinizi açar yaarğı o dimdik haliyle gösterirsiniz.

ayy, utanmaz, edepsiz şey filan diye gene kaçışırlar. bir dahada sokulmazlar.

ama ardından o kızların hepsi teker teker gelip, o yarağı elleyecek keşfedecektir. bu kaçınılmaz akıbetleridir.

sanırım artık bu oyunları oynayacak erkek çocuklarda, oğlanın yarağını merak edecek yarak neye benzer bilmeyen kızlarda yok. ama inanın tehlikelidir, ama çok zevklidir, herkes için. en büyük tehdit kızın ödünün kopması olsada, erkeklerin her an kızların babasından, aisinden filan çok sağlam sopa yemesi an meselesidir ve yenmiştirde netekim.

sonra düzenek toplanır, yılanın başı ezilerek öldürülür. bu tasvip etmediğimiz, canavarca adice bir harekettir. geri salmak doğru olandır. 2-3 gün sonra gene toplanılır, aynı oyun başka mahallenin kızlarına oynanır.

sanırım yarak kıllanınca iyice, oyunun devdıbının o kızlarla başka şekillerde geçtiğini söylemem gerekmiyor.