kavga anılarımızı anlatıyoruz beyler

geçen yaz ağustos ayı gibi evde oturuyorum bi mesaj geldi. çıkardım tel i baktım çok samimi bi dostum. uzun süredir görüşmemişiz oda o gece maaşı almış gel bir kokoreç yiyelim diyor. eyvallah dedim çıktım evden eşofman * neyse buluştuk yiyiştik kalktık mekandan 2 bira vuralım diye sahilkıyısına inicez. ara sokaktayız sigara içiyorum..

arkamdan ufak tefek bi lavuk geldi 'bilader cıgara varmı' dedi. yok kardeşim dedim. uzadı yol boyundan yukarı sokağa döndü.
akabinde sol tarafımdan bi çocuk hızlı hızlı yürüyerek dümdüz gitti. tuzağa doğru çekiliyoruk
tam caddenin en karanlık köşesinde arkamdan biri enseme yapıştı.

döndüm arkamı adamın göğsü yüzümün hizasında benim 185 olduğumu varsayarsak herif 205 rahat. cod black ops taki sergei dıbına koyim. kiloda 100 ün rahat üstünde. dedi gel şöyle köşeye bişey konuşucaz. benimde semtte çok zıpladığım dönemler o dönemler kesin bi o.ç tuttu yolladı bunları üstüme dedim. elemana da önden sen geç deyip boynumdaki elini ittirdim. neyse geçtik köşeye caddeden yukarı açılan bi sokak ağzı öbür elemanlar da orada. bi yerleşme oldu herkes safını aldı ben öndeyim arkadaşım arkamda herif benim önümde santimler var arada ki onun solunda iki ufak bin yaşları 17-18. bu sergei bana bi çıkardı ben yerle seviştim savaş bouları çalmıştı diğer ikisi de benim arkadaşı yere aldılar.

çok çevik bir hareketle yerden kalktım o ivmelenmeyle yüzüne oturttum herifin * sendeledi başladım çalışmaya bam güm ama vücudda işlemez zaten yüze çalışıyorum. toparladı kendini ama benden uzaktaydı mesafe bırakıyorum arada ki yakın dövüşte giber belamı koştu koştu üzerime tekme çıkardı ben onu savuştururken boynumu doladı 2 yumruk soktu burnum çatlamış o esnada. düzeltti beni yakamdan tutup köşedeki mercedesin kaputuna yapıştırdı. bir yumruk daha soktu yüzüme ben kaydım kaputtan yere doğru buda nefeslendi o sırada.

öbür tarafta ne oluyor. benim arkadaş yerde ikisi üstünde bam güm giydiyor huur çocukları.

benim kafa döndü aga. o sahneyide görmüş olmam lazım. mersonun köşede bi sopa gördüm dal ağaçtan koştum bi süre aldım sopayı. çıldırmıştım beyler. sergei nin üstüne gittim sopayı kafasına soktum. açıldı kafa tabi sopayı yere saldım biraz yüzüne ölümcül yumruklar vurup sopayı alıp arkadaşıma doğru koştum. beni ordan alıkoycak bi sebep olmasa öldürürdüm o sergei yi.

sopa elimde küfür savura savura koşuyorum. bunlar dağılıştılar birden ama kaçamadı birini yakaladım. sigara sorandı. sopayla yüzüne vurdum direkt bir kere daha vurdum yüzüne birde boşluğuna tekme çıkardım. neye uğradığını şaşırdı o.ç. gibtir olup gitti tabi.

arkadaşıma baktım. işte o sahne çok net gözümde. baygın ve kan içinde. sopayı bi köşeye fırlattım omzuma aldım kavganın başladığı yer orasıydı benimde ilk düştüğüm yer telefonumu ve anahtarımı gördüm yerde onları aldım. arkadaşım omzumda savaş galibi gibi mi yoksa mağlubu gibi mi bilemeden bi arkadaşın evine gittik. öbür baygın bin yerde itlerinin dostluğu bu kadar.

olayın siyasi boyutları devam etsede bi süre sonra sonlandı. ama pgibolojik yaraları sanırım hiç kapanmıcak. ama bir dostluk bir kere daha perçinlenmiş oldu.