http://fizy.com/tr#s/1agynw
yurt servisine kafalar hala tam ayılmamış ve şikayet halinde, 20 erkek doluşup yola çıktık, herkesin üzerinde bir mahmurluk var, sonra tabi bir de sıcak var aq..iyice mayışıyoruz. yine de o tanıdık muhabbet vızıldaması içeriye hakim.
okula vardık,
dostlar birbirine iyi dersler diledi, günün son şakalarını yaptı ve nihayetinde yön gösteren oklar, her birimizi kendi binalarına doğru ayırdı.
bizim binanın önüne geldiğimde dışarda, içimi en az güneş kadar ısıtan ve neredeyse elle tutulur yoğunlukta bir heyecana sahip olan, yeni-eski karışık insan toplulukları, çardakların etrafında toplaşmışlar 10-15 dakika sonra başlayacak olan dönemin ilk dersi öncesi güle konuşa birbirlerine, birbirlerinden bahsediyorlar.
ben öyle huzur dolu duygularla bakınırken, çardağın birinde bizim necatiyi,nilayı ve onun tayfasını (bir zamanlar muhabbetimin olduğu kızları) gördüm. geçen sene olsa bu benim için bir şey ifade etmezdi zira aramızda görünmez duvarlar vardı.
ama bu yıl hayatla ve insanlarla barışmaya kararlıydım. o tarafa biraz fazla bakınca necati baktığımı gördü,
"vay abi naber ya?" deyip bir iki adım attı. şimdi durum böyle olunca, bana da gün doğmuş gibi oldu, aferin neco, gider onunla sarılır tokalaşır, kızlara da selam verir, iyi bir başlangıç yapardım.
ha,onların seldıbına, ya da arkadaşlığına ihtiyacım olduğundan değil ama ne dedik "barışıyoruz-uzlaşıyoruz". artık hiç kimse, ama hiç kimse benim aklımı negatif şekilde meşgul etmemeli, düşmanım olmamalı, bu şeylerle uğraşmamalı, kafayı bunlara yormamalıyım zira ne güzel bir yol tutturmuşum işte, su artık bulanmamalıydı.
gitti necatiyle selamlaştık, sonra kızlara doğru döndüm naber iyidir filan gibisinden selamlıyorum, "çok hoş olmuş saç-sakal" ,"epey yanmışız?" gibi klagib ve beklediğim iltifatlar geldi, aynı şekilde kibarca karşılık verdim ortaya karışık, hepimiz arkadaşız yani, demi? o ara nilay karşımda dikiliyor, ona döndüm, bir iki adım atıp bana yaklaştı ve tek bir kelime etmeden aniden sarıldı.
?!
epey şaşırmış olmakla beraber ben de sarılmasına karşılık verip "naber?" dedim garipseyen-gülümser bir ses tonuyla. cevap vermedi, bırakmadı da, kafamı masadaki kızlara doğru çevirip baktım, "noluyo la?" gibisinden, bunlar da anlayışlı bir şekilde gülümsüyorlar,
heralde 10-15 saniye öyle sarılı kaldık, yalnız harbiden inanılmaz içten, beni son derece şaşırtan bir karşılamaydı bu, belli, bir durumlar vardı, bakalım ağızlardan ne baklalar çıkacaktı.
nihayet nilay beni bırakma lütfunu gösterince onu da görme fırsatı bulabildim, zira az önce pek dikkat etmiştim.
nilay bugün baya güzel beyler,
aslında kızların çoğu bugün +2 puan filan durumundalar, hepsi full makyaj, üstlerinde belli ki yazın aldıkları ve "bunu da ilk gün giyerim" deyip hiç dokunmadıkları cicileri,
hey allahım ya..bak ben de bu olayım hiç bir zaman anlamamışımdır, tamam hani böyle davete, kokteyle, toplantıya giderken filan yaparsın belki de,
şu okulun ilk günü süslenmenin mantığı nedir arkadaş? lisede de böyleydi bu durum, ilk gün özellikle kızlar, saçlar filan bir ayrı modda, okul sınırlarını zorlayan bir makyaj ve sene içinde görmeye alışkın olmadığınız bir bakımlılıkla gelirlerdi.
ne bileyim, herhalde ilk defa görecekleri insanlara iyi bir "ilk intiba" filan mı bırakmak istiyorlar nedir..
ama bence saçma bir hareket aq, ya da ben zaten her daim giyimime dikkat ettiğimden ötürü bana saçma geliyor da olabilir. arkadaşım bunun ilk günü, son günü olmaz yani, ya hep özen gösterirsin, ya da hiç gösterme. hep menfaat hem hesapçılık işte aq..
neyse, nilay diyorduk evet,
bugün epey güzel, hatta o güne asla cinsel anlamda bir gözle bakmadığım, kanka-bro ayağına takıldığım kız, bildiğin hoşuma gitti yani (sarılmanın da biraz etkisi olabilir).
ama yanlış anlaşılmasın, sadece o anlık "alıcı gözüyle" baktım o kadar. yoksa herhangi bir yeni oluşum olmadı içimde, o kadar da değil amk.
"iyi" dedi..gülümsedi, utangaç ve pişman bir şekilde. "senle konuşmamız lazım, ne zaman istersen" dedi.
iyice garipleşen durum karşısında sakinliğimi korumaya ve bozuntuya vermemeye çalışarak, yarı ciddi-yarı gır gır modunda,
"hımm, ne konuşucaz acaba? merak ettim valla" gibisinden "hanimiş hanimiş" der gibi konuştum. "bu gün konuşuruz ya, hocalardan bazıları gelmez muhtemelen"
"ama öyle ayak üstü, okulda konuşulacak bir şey değil"
"eii ne yapalım o zaman?"
"çıkışta bir yerlere gidemez miyiz?" iyice sıkılganlaşmıştı.
"tamam ya, bakarız ;)" dedim yine bozmadan. allah allah..ne diyecek lan bu kız bana harbiden merak etmiştim ha..
"ebruyu göreyim ben" deyip yanlarından ayrılma bahanesi yaratmış, kantine doğru ilerlerken içimden "lan heralde o tarz bir şey değil söyleyeceği, benim ebruyla çıktığımı biliyor yani" diye düşündüm, ama yine de içime bir kurt düştü..sizce de tuhaf değil mi beyler?