1. 2826.
    +16
    ne demiştik en son,

    evet yazdan bahsettik.. hayatımın hala daha en güzel yazlarından biri olan 2005 yazı geride kalırken, ben ise tamamen yenilenmiş, bir takım yaraları ve deformasyonları, olabilecek en iyi şekilde onarmayı başarmıştım.. yani öyle olduğuna inanıyorum.

    peki o yaz başka neler olmuştu, rotamızı kankalardan, artık okulla bağlantılı ve kendimle alakalı yöne çevirecek olursak, öncelikle bendeki fiziksel değişimlerden biraz bahsederek başlamam uygun olur,

    saçlarımı aylardır kestirmediğimi biliyorsunuz, en son teodosic kıvamındaydı, yazın büyük kısmını da koca kafa olarak geçirdikten sonra, ufak bir iki rötüşla, "alman turist hans" ya da yine "alman futbolcu müller" moduna getirmeyi başarmıştım.

    daha tanıdık bir örnek vermek gerekirse nuri alçonun gençlik filmlerindeki saç tipi de verilebilir *

    ayrıca boyum da uzamıştı, tuhaf şekilde, bir kaç aylık periyotta bir kaç santim daha atmışım, babamdan 2-3 santim kısayken, şimdi bir o kadar uzundum.. önce hatta bunu fark eden de o oldu aq, "lan eşşek sıpası senin boyunun uzaması durmamış mıydı?" diyerek.
    kilo aldım,
    sakallarım sertleşti,

    sanırım büyümüştüm beyler, bir şekilde hem mental hem de fiziksel olarak üniversite beni olgunlaştırmıştı, artık aynaya baktığımda gördüğüm yüz eskisi kadar sevimli ve bebeksi değil, daha sert hatlara sahip, kirli sakalı, hafifçe çıkık elmacık kemiklerinin altına kadar gür, açık kestane rengi, müller vari saçları yuvarlak yüzünü çevreleyen, geniş omuzlu ve eskisine oranla nispeten uzun bir adam olup çıkmıştım.

    hiç bir zaman iri yarı bir çocuk olamadım ama lise son (gene fena boy atmıştım o ara, aq 16 sene hobbit olarak gezdim ben) ve üniversite sona doğru arkadaşlarımın muhabbetler gelince söylediği ve bazıları beni çok güldüren tanımlar olmuştur, misal dershaneden arkadaşım musti, "aga sen iri değil gibisin ama bi sıkılık var aq" derdi, üniversitede necati "kanka değişik bi kalınlığın var senin" derdi..aq ne biçim tanımlar lan bunlar, her duyduğumda da benzer tepkiler verip gülmekten koparırdım bunları;

    "aga işte ben ağaç gibi yana doğru büyüyorum napıcan, odun olduğum ordan belli işte"

    bendeki pgibolojik değişimlere an be an zaten şahit oldunuz, fiziksel özelliklerimden de hazır boşluk varken bahsedeyim dedim.
    öte yandan yaz boyu bol bol yüzdüm, baskete tabi ki devam, artı bir de kick taks a yazıldım * bir aralar tv lerde o akım vardı, sanırım fena halde gaza geldim.
    daha önce başka bir konuda yazmış olmam lazım, iki yıl düzenli kick taks yaptım, üni 2 ve 3 sınıfta. bu da hafızanızın bir kenarında bulunsun.

    sporu zaten hep sevmişimdir,ve en zor zamanlarımda da bana hep çıkış kapısını aralayan, fırsatlar yaratan, bu etkinlikler olmuştu.
    o yüzden, yeteneğiniz az ya da çok olsun, fark etmez, hoşunuza giden sporu yapın beyler,

    spor sağlıktır, hem ruhu hem bedeni temizler. hele bizler gibi genç adamlar, böyle bol imkanların olduğu bir devirde, kesinlikle en düzenli spor yapmalı, sadece beyne değil, bedene de yatırım yapmalıyız. her ne kadar şartlar ve eğitim sistemi bize "oturun kös kös sadece ders çalışın" diyor olsa da, bu tarz vücuda faydalı aktivitelerden de geri kalmayın,

    genç adamda, erkek adamda, bir sağlık sorunu olmadıkta kilo olmayacak beyler,
    yahu çocukları görüyorum şimdi, 16-20 yaş arası, nerdeyse obezlik sınırındalar, ama neden? sabahtan akşama kadar okulda sıraya otur,
    akşam evde internetin, televizyonun başında otur, kızlarla git kafede otur.

    devamlı züt üstünde otura otura karpuz gibi yapmışlar zütleri..lan yemin ediyorum beni şimdi o 15 li yaşlarıma geri döndürseler sokakta yatarım be...

    bu, "şimdiki çocukların internet nesli" olmasıyla ilgili, beni çok büyük hayal kırıklığına uğratan bir anım var, onu da bir ara paylaşacağım.

    bu gecelik bu kadar sosyal mesaj yetsin *
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster