1. 26.
    0
    KISKANÇLIK

    KISKANÇLIK NEDiR? NEDEN BU KADAR ACITIYOR?

    Kıskançlık kıyaslamaktır. Bize kıyaslamak öğretilmiştir. Başka birisinin bizden daha iyi evi var, başka birisinin vücudu daha güzel, başka birisinin dersleri daha iyi bilmem kimin oğlu doktor oldu. Sonuç büyük bir kıskançlık olacaktır. Kıyaslamayı bırakırsan kıskançlık kaybolur. O zaman sen basitçe bilirsin ki sen sensin ve senden başka kimse değilsin ve buna hiç gerek yok. Kendini ağaçlarla kıyaslamaman iyidir yoksa çok kıskanabilirsin. Niçin sen yeşil değilsin? Sen sadece insanlarla kıyaslama yaparsın. Çünkü öyle şartlandırıldın. Kıskançlık çok aptalca bir tavırdır. Çünkü her kişi eşsizdir ve kıyas kabul etmez. Bir kez sende bu anlayış yerleşirse kıskançlık kaybolur. Her kişi eşsizdir ve kıyaslanamaz. Sen sadece kendinsin. “HiÇ KiMSE ASLA SENiN GiBi OLMADI VE OLMAYACAK”. Yaratıcı sadece orjinalleri yaratır. O karbon kopya kullanmaz.

    ciks kıskançlık yaratır ama kıskançlık ikincildir. O nedenle mesele kıskançlıktan vazgeçmek değildir. Ondan vazgeçemezsin çünkü ciksten vazgeçemezsin. Mesele ciksin sevgiye nasıl dönüştürüleceğidir. O zaman kıskançlık kaybolur. Şayet birisini seviyorsan sevginin kendisi yeterli garantidir. Sevginin kendisi yeterince güvenlidir. Birisini seversen onun başka kimseye gidemeyeceğini bilirsin. Ve eğer giderse de gider. Yapabilecek hiçbir şey yok. Ne yapabilirsin? O kişiyi öldürebilirsin ama ölü bir kimsenin pek faydası olmaz. Birisini sevdiğinde onun kimseye gidemeyeceğine güvenirsin. Şayet giderse sevgi yoktur ve hiçbir şey yapılamaz. Sevgi bu anlayışı getirir. Kıskançlık yoktur. O nedenle şunu çok iyi bil ki “KISKANÇLIK VARSA SEVGi YOKTUR”. Sen bir oyun oynuyorsun. Sevginin altında ciksi gizliyorsun. Sevgi sadece parlatılmış bir sözdür. Gerçek ise cikstir.

    inanılması neredeyse imkansız pek çok şekilde toplum, bireyi sömürmüştür. Öylesine kurnazca ve zekice araçlar yapmıştır ki onların araç olduğunu tespit etmek neredeyse mümkün değildir. Bu araçlar onda hiç şüphe uyandırmadan kendisine yapılan şey hakkında bir kuşkuya dahi kapılmadan bireyi sömürmek içindir. Onun onurunu yok etmek içindir. Kıskançlık bu muazzam güçteki araçlardan biridir. Her toplum, her kültür, her din çocukluktan itibaren herkese KIYASLAMAYI öğretir. Kıskançlık kıyaslama içinde yaşamak demektir. Biri senden yukardadır bu canını yakar. Bu seni mücadele, kavga halinde, mümkün olan her şekilde hareket halinde tutar. Çünkü eğer başarırsan hiç kimse senin doğru ya da yanlış şekilde başardığını umursamaz. Başarı senin haklı olduğunu kanıtlar. Başarısızlık ise senin hatalı olduğunu kanıtlar. Senden yukarıda kim olursa olsun o başarılı olduğu ve sen başaramadığın sürece bu durum sende kıskançlık yaratır. Baştan doğru kabul ettiğin çıkarımlar seni bir inanan yapar, bilim adamı değil. Ben onun hakkında derinlemesine düşün dediğimde iZLE diyorum. iç dünyanda bir bilim adamı ol. Zihin laboratuarın olsun ve gözlemle. Unutma kötülemeden izleyeceksin.

    “Kıskançlık kötüdür” deme. Kim bilebilir. Öfke kötüdür deme. Evet duymuştun birisi sana söylemişti. Ama bu başkalarının söylediği bir şey senin tecrüben değil. Son derece varoluşçu ve deneyci olmalısın. Deneyin kanıtlanmadığı sürece hiçbir şeye evet ya da hayır dememelisin. Son derece yargısız olmak durumundasın. Ve o zaman kıskançlığı yahut öfkeyi yahut ciksi izlemek bir MUCiZE olur. Hiçbir yargı olmadan izlediğinde olayları daha derinlemesine görmeye başlarsın. Kıskançlık saydam hale gelir. Onun aptallığını ve ahmaklığını görürsün. Karar ver demiyorum. Sen basitçe hiçbir karara varmadan onun tam olarak ne olduğunu görmek için git.

    Adına kıskançlık denen şu enerji nedir? Ve onu bir gülü izler gibi izle. Sadece onun içine bak. Bir sonuç olmadığında gözlerin daha nettir. Berraklık sadece hiçbir sonuca varamayanlar tarafından elde edilir. izle onun içine bak ve o saydamlaşacak ve sen onun aptalca olduğunu bileceksin. Bildiğin anda o yenilecek ve kendiliğinden kaybolacak.

    Diğerini bir başkasıyla bir dakikalığına dahi mutlu görmeye katlanamıyorsun ve diğeri için ölebileceğini düşünüyorsun. Sadece diğer kişi için içinde ne olduğunu görmeye çalış ve kıskançlık kaybolacak. Çoğu durumda kıskançlıkla birlikte sevginde kaybolur. Ancak bu iyidir çünkü kıskançlıkla dolu sevgi olmayan bir aşkın ne anlamı var. Şayet kıskançlık kaybolursa ve sevgi hala kalıyorsa o zaman hayatında sahip olmaya değecek somut bir şeye sahipsin demektir. Kıskançlık kendin hakkında, başkaları hakkında ve özellikle de ilişkiler hakkında en fazla PgibOLOJiK CAHiLLiĞiN hüküm sürmekte olduğu anlardan birisidir. insanlar sevginin ne olduğunu bildiğini zannederler. Bilmiyorlar. Ve onların sevgi hakkında yanlış anladıkları şey kıskançlığı yaratır. insanlar hayatın basit bir gerçeğini bile anlamadan “sevgi” diyerek bir çeşit tekeli, sahip olmayı kastediyorlar. Unutma, yaşayan bir şeye sahip olduğun an onu öldürmüşsündür. Hayat sahip olunamaz. Onu avucuna alamazsın. Ona sahip olmak istersen ellerini açık tutmak zorundasın.

    Seni kıskanç yapan ne? Kıskançlığın kendisi kök değildir. Bir kadını seversin, bir erkeği seversin erkeğe ya da kadına, sırf belki yarın o başka birisiyle gidebilir diye korktuğun için sahip olmak istersin. Yarının korkusu bugünü mahveder. Ve bu kısır bir döngüdür. Şayet her gün yarının korkusuyla mahvedilirse er ya da geç adam başka bir kadın aramaya başlayacaktır. Çünkü sen sadece bir BAŞ AĞRISI OLDUN ONUN iÇiN ARTIK. Ve o başka kadınları aramaya başlarsa ya da başka kadınlarla vakit geçirmeye başlarsa kıskançlığında haklı olduğunu düşünmeye başlarsın. ASLINDA HERŞEYi KENDi KISKANÇLIĞIN YARATTI. OLMAYAN BiR KISKANÇLIK UYDURDUN VE GERÇEK OLDU. ONU BUNALTTIN BAŞ AĞRISI OLDUN VE GERÇEKTEN UZAKLAŞTI SENDEN.

    O nedenle hatırlaman gereken ilk şey: YARINLARI UMURSAMA, BUGÜN YETERLiDiR. BiRiSi SENi SEViYOR iŞTE. BUGÜN COŞKULU BiR GÜN OLSUN, KUTLU BiR GÜN. Bugün sevginin içinde o kadar bütün ol ki, senin bütünlüğün ve senin sevgin erkeğinin senden uzaklaşmaması için yeterli olsun. Kıskançlığın onu senden uzaklaştıracak. Yalnızca senin sevgin onu senin yanında tutabilir. Yarını düşünme, YARINI DÜŞÜNDÜĞÜN AN BUGÜNKÜ YAŞAMIN YARIM KALIR. Sadece bugünü yaşa ve yarını bırak, onun da zamanı gelecek. Ve bir şeyi aklından çıkarma; ŞAYET BUGÜN BÖYLESiNE GÜZEL BiR DENEYiM OLDUYSA, BÖYLESiNE BiR RAHMET OLDUYSA, YARIN BUGÜNDEN DOĞAR. O HALDE NiÇiN ENDiŞELENiYORSUN?

    Şayet bir gün sevdiğin adam, sevdiğin kadın başka birisini bulursa (mutlu olmak sadece insanı bir şeydir fakat sevdiğin kadın başka birisiyle mutlu) onun seninle yahut başka birisiyle mutlu olması fark etmez. O mutludur. Ve sen onu o kadar çok seviyorsan mutluluğunu nasıl mahvedebilirsin?

    Eşi başkasıyla mutlu hissediyorsa, gerçek bir aşk her zaman mutlu olur. Bu durumda, kadın başka birisiyle birlikte olduğunda sen hala mutluysan ve hala sevdiğin kadına şükran duyuyorsan ve yine de ona “SENiN TAM ÖZGRLÜĞÜN VAR SADECE BÜTÜNÜYLE MUTLU OL BENiM MUTLULUĞUM BUDUR. KiMiNLE MUTLU OLDUĞUNUN BiR ÖNEMi YOK, ÖNEMLi OLAN ŞEY SENiN MUTLU OLMAN” diyebiliyorsan kesinlikle sana geri dönecektir. Er ya da geç. Böyle bir adamı hangi kadın terk edebilir?

    Kıskançlığın her şeyi mahvediyor. Sahip olma isteğin her şeyi mahvediyor.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster