sabah cıgarasının üzerine söylev

şimdi ben burda bu hikayenin neden tutulmadığını kendi düşüncemle şey edicem,

bu tespitlerimi devlet universitesi sayesinde daha iyi analiz etme şansım oldu. neyse.
şimdi bu hikaye hayatın tam ortasından kopma ve hani kendine güzel yazılmış, okurların özellikle ilgisini çekme isteği yok. konu çok sağlam anlatım önceden de demiştim özenilcek kadar güzel ama incideki "iyi" kesimin çoğu devlet üniversiteli gençler.
bu gençlerin problemi de össde yüksek puan almaları, daha doğrusu lise hayatlarını dersanelerde veya evde geçirmiş olmaları. daha dün okulda bi kızla muhappet ettim. kız bana güzel entel bi kelimeyle kızlar aynı anda 2-3 şeyi düşünüp yapabilirler, ama erkekler tek konuya konsantre olabilirler. dedi. çok doğru söyledi, malesef türkiyede üniversitedeki gençliğin %80i lisede süper pasif, yaşayamamış gençlerden oluşyo. yazının en başında demiştim ya, buranın da en "iyi" yazarları üniversiteli gençler diye, işte hikayenin okunmamasının sebebi de bu gibi geliyo bana.
liselilerin ilgisini yaşanmışlıktan dolayı çekmemesi normal zaten,

neyse özet olarak, incideki daha doğrusu internet alemindeki yarı celebiriti dediğimiz o güzel tespit yapan zeki gençlerin çoğu lise hayatlarını pasif geçirmiş, üniversitede sosyal anlamda 3-5 bişey başarabilmiş ve çoğunlukla böyle bi hayatın kıyısından bile geçemicek derecede sokağı yüzeysel yaşamış gençlerden oluşuyo. o yüzden ilgilerini çekmiyo malların

nasıl olsa 27. sayfa, saçmalasam da başlık sahibi ve 2-3 kişi harici kimse okumicağindan sıkıntı yok.

yazının asıl amacı başlığı uplamak, ve hajı abiye burdan tekrardan respekt göndermek.

not: yazının özensiz ve çirkin anlatımını gözardı edin,

http://www.youtube.com/watch?v=1ICoPmVT_E4