0
yeni bi güne uyandım
cidden yeniydi, artık doğan her güneş karanlık şafaktan bir çizik eksilmesi demekti
o kadar çiziğe yetecek kadar yer yoktu belki ranzamda ama olsun ben yine de başladım
vira bismillah, gerisi de gelir inşallah
içimde geleceğe dair bi umut vardı artık, gün sayıyordum
he çıksam ne olacak diye hayal etmedim hiç, ama yine de vazgeçmedim çiziklerden
lakin bazı gerçekleri de görmezden gelemezdim
benim ne param vardı ne de gönderenim
tamam para pek bi işe yaramıyor burada ama yine de lazım
sigarayı mesela hep serkandan otlanıyorum, e çocuğun da para göndereni rahmetli babasından kalma emekli maaşıyla geçinen bi gariban anası var
öyle sigara diyip geçmeyin, burda duman bir dert ortağı, teselli bi yerde
gardiyana para vereceksin, içeri sokacak, sakalını alacak, bunlar hep para
bazen de çay alıyoruz koğuşa, çocuklar durumumu biliyor benden almıyorlar ama artık ağrıma gidiyor
koğuştan bi kaç çocuk var ıslah evindeki işlerde çalışan, iş dediysem mahkum programları, çanak çömlek, konfeksiyon falan
sordum, ettim, e oluru da var
gardiyanlar aracılığıyla müdürden de izin alınca verdiler beni marangozhaneye
klimacı baktı ben gündüz yokum, akşamları da fazla muhabbet edemiyoruz, o da geldi yanıma
beraber marangozhanede akşam etmeye başladık
kolay bi iş değil, akşama kadar bildiğin hamallık etmek gibi, inciği boncuğu yok yani, koca kütüğü kaldırıp bıçağın ağzına yatırıyorsun, pestilin çıkıyor resmen ama zaman da hızlanıyor orada, geçmez dediğin saatler birbirini kovalıyor ardı sıra
aldığımız maaşın bi kısmını gardiyanlar alıyor, çalışmak isteyen çok olunca mecbur veriyoruz
geri kalanı da zaten öyle pek bişey değil, çay sigara parasını anca karşılıyor
hani olmaz ama artarsa bi garibanın sigarasını da biz alıyoruz
böyle geçiyor günler
mevsim değişmiş, güneşi kırk yılın başı avluya çıkarsak, beton duvarlar arasından görüyoruz
dalıp gittiğim oluyor geçmişe bazen
dedemle tarlada güneş altında çalışmışlığım aklıma geliyor
artık ağlamak yok,
lakin gözyaşım akmasa da düşüyor gönlümden bir şeyler, hüzünleniyorum
bazı bazı bağlamayı alıyorum elime, serkanın taşşak geçmeleri eşliğinde tıngırdatmaya çalışıyorum
- ulan o kadar odun yonttum senin gibisini görmedim, diyor
- böylesini de görmemişsindir
dediğimde bağlamayı atıp birbirimizi boğazlamamızla bitiyor her seferinde
olmuyor ama bu da bi meşgale nihayetinde
her şey zamanda kaybolmamak için
saymadım ama baya olmuş çizikler
ranzanın iki yanını boydan boya bitirmişim
safi demire attığım her çizikte bir gün gidiyor ömrümden, seviniyorum
arada sırada kopuyor sinirler, giriyoruz birbirimize
biz serkanla hep aynı tarafta, karşımıza kim gelirse artık
kin gütmek yok, ne olmuşsa orda bitiyor
herkes yedirebiliyor mu gururuna, yok tabiki
lakin bize kesilen hesabı ikimiz ortaklaşa ödediğimizden genelde hep ikram yapmayı tercih ediyor arkadaşlar
sonra bir gün haber geliyor
serkan kardeşim, dostum, anam, babam
ayrılık vakti gelmiş meğer
hep biliyorduk bu günün geleceğini
ama ölüm gibi, geleceğini bilirsin, yine de kabullenemezsin misali kabullenemiyorum
yaşını doldurduğu için ıslah evinden ceza evine gönderiliyor
Tümünü Göster