http://fizy.com/tr#s/1nbllc
son sınavımı da vermiş, başta tolga olmak üzere yurttaki dostlarımla ve görevlilerle vedalaşmış, valizler elimde garajın yoluna düşmüştüm..
ebru da mesaj atıp iyi yolcular diledi,
garaj gittiğimdeyse beklemediğim (aslında içten içe istediğim) bir sürprizle karşılaştım, beni geçirmeye gelmişti
*
bu davranışı içime bir kez daha güzel duyguları şiddetle pompalamış, ona sımsıkı sarılmama sebep olmuştu..
son yarım saati birlikte gülüşerek geçirdik, tavırlarımı sevgiliden çok, iki samimi arkadaş ya da araları iki iyi kardeş gibiydi..birbirimize omuz atıyor, sarsıyor,hafifçe saçına asılıyor, güle şakalaşa konuşa, birbirimizle uğraşa uğraşa zaman geçiriyorduk..
otobüs gelince valizlerimi yükledik, toparlanma hengamesi boyunca oluşan son 10 dakikamızı bu kez biraz daha duygusal, ellerimiz birbirimizin beline kenetlenmiş, klagib "özleyeceğim" "sık sık ararız zaten" vb. konuşmalarla geçirdik..artık pek kardeş gibi göründüğümüzü söyleyemem
*
otobüs kalkmaya yakın, dudaklarıma yapışıp, beni bir kere daha sarhoş edercesine öptü..ellerimiz birbirimizden zorla ayrılırken, ben yerime oturduğum andan itibaren, o da açısını kaybedene dek bakışmayı sürdürdük.. ben burnumu cama yaslayıp komiklik yaptım,güldürdüm onu... o deli işareti yapıp öpücükler yolladı..
.
.
.
cam kenarı koltuğumu hafifçe yatırmış, yanımdan akmakta olan otoyolu ve ağaçları izlerken, "ne çok şey yaşamışım" diye düşündüm... bir zamanlar acı içinde izlediğim kasedi tekrar başa sardım,
kamera, motor!
akan şeritlere uyum sağlar şekilde, bütün yaşadıklarım ve 1 yıldan kısa bir sürede beni bambaşka birine dönüştüren, acı tatlı tecrübelerim de akmaya başladı..kulağımda kulaklık,en arka fonda otobüsün tatlı mırıltısı eşliğinde 5 saatlik yolculuğumun ardından bursa otogarına varmış, valizlerimi indirmeye çalışıyordum.
sonra aniden hızlıca gelen bir şey bana çarptı ve belime dolanan elleri hissettim, yarı şaşkın önüme döndüğümde beni sendeleten küçük canavarın kız kardeşim olduğunu gördüm, hemen yanaklarını sıktım, ben de ona kocaman sarıldım, onu özlemle öpüp koklarken, karşıdan da yavaş yavaş gelmekte olan anne babamla göz göze geldim, ikisi de gülümser suratla bana el sallaya sallaya 36 nolu perona yaklaşıyorlardı,
kardeşimle elimizde çantalar valizlerle beraber onlara doğru ilerlemeye başladık,
"naaptın bakalım fıstık? taktir mi teşekkür mü?
* "
"dahaa almadııık! haftaya bizim abi!" diye kızdı,
"hee doğrudur, biz üniversiteki olduk ya artık hehehe unutmuşum :p"
kol kola torbaları döke saça bizimkilere ulaştık, annemlere sarıldım, babamın elini öptüm, duygusal anlar tabi
*
biricik oğulları gelmişti, uzun süreli bir ayrılığın ardından, artık bir aksilik olmazsa 3 ay boyunca da yeniden onlarla beraberdi..
çantalarımız bölüşülmüş, arabamıza doğru güle konuşa ilerlerken, oğullarının artık bıraktıklarında çok daha farklı bir insan olduğu fark etmediler bile...