1. 1.
    +1
    ergendik. yüzümüzdeki sivilcelerin üzüntüsüyle kaçacak yer arardık o süslü kalabalıklarda. kendimizi o güzel mavi formalarımızla halı saha maçlarında unutmak için deliler gibi koşturduğumuz zamanlardı. ilk defa o günlerde dinlemiştim bu müziği. ben değil de, bir yerlerde güzel ve yalnız bir çocuk ağlıyordu sanki. sanki bu müziği biraz daha dinlersem o çocuğun ağladığı yeri bulup ben de yanına çökebilecektim. defalarca dinledim, olmadı. sonra bir gün yorgundum. küstüm de geldim bir divanın başına. çocuklar küsünce başlarmış yağmurlar. müzik beni dünyanın en güzel duvarlarına çarpıp geri o divana paramparça bırakıverdi. baktım ki, o eski teybin yanındaki divana uzanmış gökyüzünü seyreden yüzü sivilceli bir çocuk, ağlıyor. güldüm, yağmurla birlikte güzel bir toprak kokusu sardı dört bir yanı. yüzüm kırmızı.

    sonra akşam olmuştu işte. maç saati geldi. kuş gibi uçuyordum. ne maç, ne galibiyet, ne mağlubiyet ilgilendirmiyordu beni. yenilgi yenilgi büyüyen zaferlerin ilk cemresi o gün düştü içime. işte o güzel zaferlerde kurban ettiğimiz çocukluğun ardından ağladık biz bu müziği. teoman ne iyi etmişte türkçe söz yazmış bu şarkıya! çoban yıldızı!

    mutluluğu gibtir et abicim, bana hüznün resmini çizebilir misin?

    çocuklar küsünce başlarmış yağmurlar

    mutluluğu gibtir et abicim, bana hüznün resmini çizebilir misin?

    bu 2 söz çok etkiledi beni be panpa bu yazıdan cümleleri arkadaşlar arasında kullanmaya başladım teoman dinlediğin için snei kutluyorum
    ···
   tümünü göster