1. 26.
    0
    omalı tarihçi ammien marcellin tarafından şöyle anlatılan ulus:

    "hunlar vahşet ve zulümde hayal edilebilecek her şeyi geçiyorlardı. çocuklarının yüzünde yaralar açarak sakal çıkmasını önlüyorlardı. Gayet uzun kolları ve uygun olmayan bir irilikteki kafaları ile bodur gövdeleri onlara canavar havası veriyordu. zaten hayvanlar gibi yaşıyorlardı. yiyeceklerini ne pişiriyorlar, ne de baharatlıyorlardı. sadece bitki kökleri ve eğerleri altında çürüttükleri etler ile besleniyorlardı. sabanı, yerleşik yapılar olan evleri veya kulübeleri bilmiyorlardı. ezeli olarak göçebe hayatı sürdüklerinden çocukluklarından beri soğuğa, açlığa, susuzluğa tahammüllüydüler. ailelerinin bindirildiği arabaların önünde hayvan sürüleri onlarla birlikte her tarafa göçerdi. bu adamlara nereden geldikleri, nerede doğdukları sorulduğunda bilmediklerini görürsünüz. arabaların içinde karıları elbiselerini dokur ve dikerler, doğurur ve ergin yaşa kadar çocuklarını yetiştirirler. elbiseleri ketenden uzun bir tunik ile hayvan postlarından yapılmış bir kazaktan ibaretti. koyu renkli tunikler üzerlerinde çürürdü. ancak atacakları zaman bu elbiseleri değiştirirlerdi. geriye doğru atılmış miğferleri ve külahları ile kıllı bacaklarına sardıkları keçi derileri giyim takımlarını tamamlardı. belirli bir şekil ve ölçüye göre yapılmamış kundurları yürümelerini sağlayamazdı; bu yüzden piyade olarak dövüşmeye hiç alışkın değillerdi, bir defa eğere oturduktan sonra, küçük ve çirkin ama yorulmak bilmeyen ve yıldırım gibi giden atlarına sanki yapışık kalırlardı. bütün hayatlarını atlarının üstünde kâh bacaklarını ayırarak, kâh kadınlar gibi yan oturarak geçirirlerdi. At üzerinde kurultay yaparlar, alış-veriş yaparlar, yerler, içerler hatta atın atın boynuna doğru eğilerek uyurlar. muharebelerde korkunç çığlıklar atarak düşmanın üzerine çullanırlar. bir direnme ile karşılaşınca hemen dağılırlar, ama kısa bir süre sonra aynı süratle gelerek önlerine çıkan her şeyi delip geçerler. buna rağmen mustahkem bir mevki kuşatıp merdivenlerle ele geçirme sanatını bilmezler. ancak şaşılacak kadar uzak mesafelere ve demir kadar sert ve öldürücü sivri kemikten uçlu oklarını atmada gösterdikleri maharete hiç kimse erişemezdi."
    ···
   tümünü göster