1. 1.
    +1
    @9 al ananın dıbına sok bu belgeyi.

    atatürk'ün din konusundaki samimiyetini ve dinine olan bağlılığını ortaya koyan diğer bir tarihi delil de onun çıktığı bir yurt gezisi sırasında balıkesir'de vermiş olduğu hutbedir. atatürk, bu hutbeyi, 7 şubat 1923 tarihinde zağanos paşa camii'nde vermiştir:
    ey millet! allah birdir. şanı büyüktür. allah'ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. peygamberimiz efendimiz hazretleri, cenab-ı hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe, memur ve resul olmuştur. koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki, kuran-ı azimüşşan'daki ayetlerdir. i̇nsanlara feyz ruhunu vermiş olan dinimiz son dindir. ekmel dindir. çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate uymamış olsaydı, bununla diğer i̇lahi ve tabii kanunlar arasında aykırılıklar olması gerekirdi. çünkü bütün i̇lahi kanunları yapan cenab-ı hak'tır.
    arkadaşlar! cenab-ı peygamber mesaisinde iki dara yani iki haneye malik bulunuyordu. biri kendi hanesi, diğeri allah'ın evi idi. millet işlerini allah'ın evinde yapardı.
    efendiler... camiler; ibadet ve itaatle beraber din ve dünya için neler yapmak gerektiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. millet işlerinde her ferdin zihni, başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.
    i̇şte bizim burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. milli emelleri, milli iradeyi yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bilinmesi neticesinden çıkarmak gerekir. binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
    ... efendiler! hutbe demek halka hitap etmek, yani söz söylemek demektir. hutbenin manası budur. hutbe denildiği zaman bundan birtakım manalar ve mefhumlar çıkarılmamalıdır. hutbeyi irad eden hatiptir. yani söz söyleyen demektir. biliyoruz ki, hazreti peygamber zaman-ı saadetlerinde hutbeyi kendileri verirlerdi.
    gerek peygamber efendimiz gerekse hulefayı raşidin'in hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek peygamberin gerekse hulefayı raşidin'in söylediği şeyler, o günün meseleleridir. o günün askeri, idari, mali, siyasi ve içtimai konularıdır.
    i̇slam ümmeti çoğalıp, i̇slam memleketleri genişlemeye başlayınca, cenab-ı peygamber ve hulefayı raşidin'in hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin irad etmelerine imkan olmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım zevatı memur etmişlerdir. bunlar herhalde ileri gelenlerin en büyüğ
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster