1. 951.
    +27
    http://fizy.com/tr#s/1ah03s

    cuma gününden bahsedeyim biraz,

    beden eğitimi dersimiz var, ben de daha önceden bahsetmiştim, iyi derece basketbol oynarım.

    ve içine düştüğüm çıkış yolu olarak da ekstra içki, sigaraya başlamak ya da kokain çekmek pek mantıklı tercihler gibi görünmeyince, ben de kendimi biraz spora verebilirim diye düşündüm.ne güzel işte, it gibi terleyeceğiz, at gibi koşacağız, içimizde ne kadar acı varsa terlerimizle beraber akıtıp gibtir edeceğiz bünyemizden.

    bu arada bizim çocuklardan serhat da basketçi, hatta kulüp kariyeri de var ancak ben okul takımlarından başka bir yerde oynamadım, o yüzden yarı-prof diyebiliriz. necati biraz oynamış, başka çocuklar da var..öyle bir 4 e 4 ayarladık hemen, takılıcaz, diyorum ya maksat ter atmak. ama ben de topa değmeyeli neredeyse 2 sene olmuş..lise son da üniversite sınavlarından dolayı ilgilenememiştim.

    neyse,

    bekir ve tunahan var bu çocukların arasında, tunahan biraz pokemon, ama kötü çocuk değilmiş yani. bu isimlerle hikayenin ilerleyen bölümlerinde daha sık karşılaşabilirsiniz.

    biraz öylesine ısındık, necati karşı takımda, serhat o takımın kaptanı havalarında..o ara benle konuşmuyor aq..nedendir bilmem, ama gibimde de olmamıştı..

    biraz şut mut takıldıktan sonra başladık beyler,

    ben şutör gard olarak oynarım ama tek potada 4 e 4 oynuyoruz, gard mard cart curt birbirine karışmış durumda, sallamasyon takılıyoruz.

    "5 te ara verelim 10 da bitsin" dedi çocuklardan biri..o ne aq mahalle maçı mı yapıyon..kimse bir şey demeyince kabul edilmiş sayıldı tabi bu öneri.

    biz başladık, tunahan ve bekir benim takımdalar, çocuklar fena oynamıyor,hatta tuna da baskete aşina ama topu kullanmak genelde bana kalıyor, ben de direkt pas yapıyorum filan..yani öyle kendimi gösterme, yırtma gibi bir çabam kesinlikle yok ki öyle tiplere de ayrı tav olurum. adam gibi oynayacaksın aq işte, gibe sürülmeyecek davada havan kime?

    peki tahmin edin karşı takımda, tam da bu özelliklerine kıl olunabilecek kim var?? kim var? bildiniz tebriklerr *

    ilk devre bir tane basket atabildik, onu da tunaya ben attırdım bauns pasla rahat bir pota altı sağlayarak. bu gibiklerde 1 tanesi hariç hepsini serhat lavuğu attı. şutla attı, turnikeyle attı..iki kişiyi çarşılayıp attı..ama bildiğin zütü yırtılmış durumda,

    herif eski kulüp sporcusu, kondisyon filan eyvallah da, e tabi öyle 4 e 1 gibi oynayınca da bir şekilde motor hararetleniyor.

    baktım bu molada nefes nefese..ben de aşırı sinir olmuşum o artist hallerine, bir de kenarda 5-10 kişi toplaşmış ooo mooo çekiyorlar. "dur hele" bakalım dedim..biraz biz de kendimizi zorlayalım, paslanmış mıyız..

    o ara çocuklar bana biraz sitem ettiler "aga sen kullan şut filan işte rahatken, paso pasa çalışma" gibisinden, ben de "tamam, ben serhatı birebir savunacağım siz diğerleriyle bir şekilde yan yana takılsanız yeter" dedim.

    ikinci yarıya başladık, top elimde, azıcık sürüp direkt cepheden salladım potaya orta mesafeden, soktum.

    pota altından bir daha başladık, gene biraz daha sürdüm, bu sefer sağ çaprazdan * biraz daha uzak bir mesafeden salladım, o da içerde.

    beni de o ara önüne gelen savunuyor, yani kime denk gelirse, adamlar gayet rahat zütürdükleri için o ana kadar, adam paylaşımı filan yapmamışlar,

    neyse ben gene başladım ki, pat! karşımda serhat bitti hemen..amk..kendini gösterecek ya..noktayı koymaya geldi aklı sıra..zira kendisi o sahanın en iyi oyuncusu olmak zorunda, başka kimse ondan daha fazla hava yapamaz!

    epey birebir kapıştık bununla, ben inat ettim, bir ara iki kişi oldular, bizim adamlardan biri bom boş, armut gibi bırakmışlar potanın dibinde, versem, öküz değilse (ki değildi) kesin rahat bir sayı,

    vermedim aq, inadına ben sokacam o sayıyı, serhat hemen bağırdı, ama zaten önceki devreden yorgun, nefes nefese aq surat pancar, "arkayı bırakma arkayııı!" diye, yardıma gelen puşt gene yerine döndü,

    "aha" dedim, gene birebir kaldık mı! iyice üzerine gittim, sırtımı potaya, gücü bacaklarıma verdim, tüm gücümle kendimi potaya doğru savurdum..normalde bu tarz olaylara hiç girmem, girsem de genelde beceremem keza benim işim "şut". neyse, o pota altı birebiri sonucu attığım "kanca benzeri gibko atış" da girer mi? girer. *

    bizimkiler hemen "helal be aga! işte bu! adam nihayet oynamaya karar verdi!" diye gaz veriyorlar. çok hoşuma gitti amklar * gururum okşandı yani (ahh ah)..

    ama ben de daha ilk mücadelemde pestil oldum, uzun süre spor yapmamanın acı sonuçları..

    yorulduğumu çaktırmadan, gene aynı şekilde başladım oyuna, ilk yarıda serhat ın yaptığı bencilliği, bu kez daha iyi bir isabet oranıyla (%100 beyler, yanlış olmasın ahaha) ben yapmaktayım.

    serhat gene karşımda, gene bir ikili mücadele, ve yine gelen yardım savunması..bunlar herhalde gene kendim zorlayacağım sandılar, ama o bir kere olur aq..pilim kritik seviyeye gelmiş bir anda..

    baktım gene pota altı konya asfaltı gibi, gene bir bauns sallarsın iki hıyarın arasında, tuna bom boş turnikeyi bıraktı.

    4 pozisyonda, sıfır hatayla maçı berabere pozisyona getirmiştik.

    sonraki bölümde 3 tane orta mesafe şut daha sokup takımıma katkı vermeyi başardım, tunahan da kendi çabasıyla bir birebir bitirdi, öbür basketi takımdaki diğer çocuk atmıştı sanırım, adını hatırlamıyorum zira lazım da değil zaten.

    nihayetinde serhat binine (evet diretk olarak ona, çünkü takımıyla bir problemimiz yok yani * ) 4 sayı geriden gelip 10 a 7 koymuş oluyorduk.

    benim son şutumun isabetinden sonra maç bitince hepimiz "uaaaarrgghhh" sesleriyle kendimizi yerlere bıraktık, kenarda da epey millet toplamış ha, bizim sınıftan olsun, beden dersi olan başka sınıflardan olsun..şöyle en az 20-25 kişilik bir seyircimiz vardı laan. (gülmeyin muallakler biz kulüp çocuğu değildik aq, 25 seyirci ne demek!)

    nefes nefese herkes birbirini tebrik ediyor, bizim takım ince ince alaya alıyor, "olsun aga artık bir dahakine" gibisinden..öylesine yaptığımız maç, umduğumdan çok daha hararetli ve rekabetli geçmişti. ama çok eğlendim beyler, öyle böyle değil, bir an için harbiden de bana elem veren ne kadar şey varsa unutmuştum. işte spor böyle bir şey..lütfen gençlerimizi spora yönlendirelim, bilinçlendirelim *

    maç bitimi, biz iyice yorulmuşuz artık daha fazla "beden" yapmak istemiyoruz, saha çıkışına doğru yönelmiştim ki, karşıdan uzun boylu sayılabilecek, bonus kafa bir elemanın bana doğru yaklaştığını gördüm, el kol yapıyor bir yandan..geldi,

    "selam, dostum olcay ben"

    sen kimsin aq, nerden çıktın?..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster