günlerden cuma,
mine ile birbirimize açılmamızın ardından ilk buluşmamız,
birbirlerine kalplerinin en kuytu köşesinden gelen sözlerle mühürlenmiş, iki müzmin yalnızın ilk buluşması..
heyecanlı değilim, heyecandan daha tuhaf bir duygu var içimde.. huzura yakın diyebilirim. zira birazdan onun güzel, güleç yüzünü görecek, sarılıp saçlarının kokusunu içime çekecek, pembe yanaklarına tatlı bir buse konduracak ve hesapsız, yalansız, oyunsuz, arada duvarlar ya da gizler olmaksızın,
kasmaksızın, harika bir gün geçireceğim.
evet, huzurluyum.. elimi beline dolayacak olmaktan, omzuma yaslanacak olan başından, sadece bana özel bakışlarıyla gözlerimi, kendi mavi denizlerine hapsedecek olmasında dolayı huzurluyum.
mutlu olacağım ben.. daha da önemlisi, mutlu edeceğim..
öğleden sonra 2 gibi yurdunun önünde buluştuk, her seferinde, bıraktığımdan daha güzel buluyordum onu karşımda beyler.. sanki gittikçe açılan, allaşan bir gül gibi, gözlerimin önünde büyüyor, değişiyor, daha ad büyüleyici hale geliyordu.
bana doğru yaklaşırken, biraz önce "heyecanlı değilim ben yea" diye artistlik yapan benliğim resmen yerle bir olmuştu. karnımda bir gıdıklanma hissettim, ciğerlerime çektiğim hava, yine tatlı tatlı yakmaya başlamıştı göğsümü..
gülümsedik karşılıklı, naber filan demeye gerek yoktu zira gözlerimizle vermiştik birbirimize selamımızı, geldi, sarıldık.. başını boynuma doğru yasladı.. öyle kaldık biraz..
sonra biraz geriye doğru ayrılıp, sevecen gözlerle yüzümü süzdü.."özlemişim seni
* "
elimi yanağına zütürüp usulca okşadım, "ben de canım.."
koluma girdi,
"nereye gidelim?" diye sordum.
"gene nereleri rezervledin?" deyip güldü. utanmış taklidi yapıp gözlerimi kaçırdım..
"kalbimi rezervledim bu sefer"
birden yine, hem çok hoşuna gitmiş, hem de iltifatın klagibleşmişliğinin verdiği bayatlıkla dalga geçmek istermiş gibi güldü,
"çok tatlısın canım yaa" deyip bana tosladı kendini, kocaman kocaman güldü.. güldük..
açıkcası aklımda bir plan yoktu bu sefer,
bana tüm kalbini açan bu kıza karşı, ben de içimden geldiği gibi doğal davranacaktım.. daha fazla plan yok..
.
.
genelde çiftlerin takıldığı, küçük hoş bir kafeye zütürdüm onu,
inanılmaz sevimli bir mekan, tam ciciş yeri yani... güzel, orta yaşlı bir kadın ve iki kızı işletiyorlar, mekanın her yerinden vıcık vıcık sevgi akıyor aq..
neyse geldik oturduk,
bu, buraya da ilk defa görüyormuş, resmen bayıldı, "buraya geliriz artık sık sık"
"geliriz, ama benim sana öğreteceğim daha çook yer var gibi görünüyor.. baksana sanki 2. sınıf olan benim
* "
-"aaa benim de var bildiğim güzel yerler canım.. ben sonraya saklıyorum, önce seninkileri görelim, aradaki fark daha belli olsun :p"
inceden alaylı konuşmaları, beni tatlı tatlı kışkırtmaları.. küçük şakalar.. dokunuşlar..bakışlar..
her şeyimizle, sanki daha dün değil de, yıllardır çıkıyormuş, sanki daha tanışalı bir kaç hafta değil de yıllar olmuş gibiydik..
o yeni çiftlere özgü, kendini ispatlama çabaları ve soğuk duvarlar yoktu aramızda, her şey net, her şey gerçekti
*
bu mekanı süze dursun, hatunlardan biri menüyü getirdi..