+1
-canım benim hemen de kıskançlık triplerine girermiş.
alev de kollarını belime dolamıştı.
-e sende rahat dur o zaman.
-alevciğim kafana yanlış düşünceler gelmesin.o senin annen öncelikle. ayrıca çok şanslısın. çünkü gerçekten harika bir annen var.sen gelmeden önce seni konuşuyorduk. bana teşekkür ediyordu anlıyor musun? seni çok mutlu görmüş galiba. yalnız bana teşekkür ederken gözlerindeki ışıltıyı fark ettim. kısacası annen seni çok seviyor alev. hayatını sana adamış, seni bu günlere getirmiş. evet belki bir baba sevgisinin ekgibliğini hissettin hayatında.ama annesi babası olmayan yetimhanelerde büyüyen çocuklarda vardır. birde onları düşünsene?ne bir anne,ne de baba sevgisini tadabiliyorlar. şansları olursa birileri onları evlatlık alıyor ama öz anne ve baba gibi olur mu hiç? senin ise seni çok seven bir annen var.
alev gülümseyerek beni dinliyordu. o iri ela gözleri ışıl ışıl parlıyordu.
-ayrıca annen sana güveniyor gerçekten. üstelik çok çağdaş ve demokratik bir insan. annenin kıymetini bil alev.bak ben bile bir hafta geçmesine rağmen ailemi özlemeye başladım. tanrıya şükürler olsun beni çok seven bir ailem var.
-canım anneciğim, bende onu çok seviyorum.
-ayrıca bende çok şanslıyım, çünkü çevremde bana değer verdiğine inandığım ve benimde değer verdiğim dostlarım var. bunlardan biri de şüphesiz sensin alev. sen gerçekten en iyi arkadaşımsın.
alev’in bakışları mahzunlaşmıştı ve başını önüne eğmişti.
-evet haklısın, seninle arkadaşız sadece.
-şey alev, aslında sana bir şey söylemem gerekiyordu...
birden cep telefonum çalmaya başladı. ekrana baktım arayan mustafa’ydı. onunla görüştükten sonra alev’in yüzüne baktım. alev meraklı gözlerle bana bakıyordu:
-hayırdır mahmut ne oldu?
-valla bende anlayamadım. mustafa acilen beni çağırıyor. yardımıma ihtiyacı varmış.ne oldu ki?
-aman, başını kızın biriyle derde sokmuştur eminim.
-bilemiyorum artık. şey bana bir iki saatliğine izin verir misin alev? gidip şuna bir bakayım.
-tamam canım.ben de annemle alışverişe çıkacaktım zaten. akşama görüşürüz ok?
alev’le vedalaşarak hemen mustafa’nın yanına gittim. mustafa catiana’nın otelinde beni bekliyordu. beni görünce hemen yanıma geldi.
-hoş geldin dostum. yardımına ihtiyacım var.
-dur sakin ol oğlum. anlat bakalım ne oluyor?
-ya catiana illa ayak masajı isterim diye tutturdu.
-ne! ayak masajı mı? amaann ben de bir şey var sanmıştım,bu muydu bütün mesele?:)
-i̇yi ama dostum ben ayak masajı nasıl yapılır bilmiyorum ki. hayatımda hiçbir kıza ayak masajı yapmamıştım. üstelik ne bileyim ayaklara yaklaşamıyorum.sen bu konuda deneyimlisin,şu kıza bir masaj yapar mısın?
-ne ben mi? olmaz dostum, bunu senin yapman gerekir. o masajı benden değil, senden istiyor.
-oğlum sana onunla seviş demiyorum ki.sadece ayak masajı yap yeter. anlamıyor musun? ayaklara yaklaşamıyorum. ne bileyim iğrenmekten korkuyorum.
-hadi dostum o kadar da iğrenç değildir. gel kızın yanına gidelim sana göstereyim.
beraber catiana’nın odasına çıktık. catiana üzerinde bikinisi, yatağa uzanmış bekliyordu. mustafa’ya kızgın gözlerle baktı.
-mustafa sen neden bu kadar çekiniyor anlamıyor ben. sadece ayak masajı yapmanı istiyor ben.
-tamam güzelim,bak mahmut bunun için geldi. şimdi sana masaj yapacak.
hemen kızın 41-42 numara büyüklüğünde, eşsiz güzellikteki ayaklarına yöneldim. pürüzsüz bembeyaz ayakları vardı. tırnaklarında koyu renk oje vardı. ayağının birini elime alarak, tabanlarını ovalamaya başladım.hem masaj yapıyor hem de mustafa’ya gösteriyor ve tabanlarındaki hangi noktanın vücudun nerelerini rahatlattığı hakkında bilgi veriyordum.bu arada catiana yatağın içinde keyifle kıvranıyor, zevk aldığını çıkardığı seslerle belli ediyordu. mustafa şaşkın gözlerle beni izliyordu.
-vay be bu masajın insanı bu kadar rahatlattığını bilmiyordum.ya kıza bakarmısın zevkten kıvranıyor adeta.
-tabi ki dostum. ayak tabanları vücuttaki bütün sinir uçlarının toplandığı yerdir. buradan vücudun her bir bölgesini rahatlatabilirsin. hadi sende öbür ayağına yap masaj.
-ya bilemiyorum...
catiana:
-mustafa sen neden çekiniyor. yoksa beni hiç sevmiyor sen?
-ya olur mu güzelim, seni tabi ki seviyorum ama ne bileyim?
ben:
-kız haklı oğlum. eğer onu seviyorsan her şeyiyle seveceksin.hem şu ayakların güzelliğine bir baksana.
mustafa çekinerek yaklaştı. ayağının birini eline almıştı ki birden yüzünü geriye çekti.
-oo olamaz.
-hadi dostum, iğrenç değil o kadar.hem sevgilinin kalbini kırmak istemezsin değil mi.hem bak çok basit. sadece yaptıklarımı tekrarla.
ben hemen mustafa’ya gösterip yaptırma metoduyla öğretmeye başladım.ben yapıyordum mustafa da beni izleyerek aynısını yapmaya çalışıyordu. bu arada catiana yatağın içinde zevkten dört köşe olmuştu ve hafifçe inliyordu.ben hemen ayak baş parmağını emmeye başladım. mustafa birden geriye çekildi.
-yok artık o kadarını da yapamam.
-hadi dostum sandığın gibi iğrenç değil. hem baksana kıza, nasıl zevk alıyor.
Tümünü Göster