0
-neyse tamam, sizde kusura bakmayın.
hanzoyu kollarından tutarak zütürdüler, alev de beni elimden çekiştiriyordu. adamlar uzaklaşmıştı.ben hala sinirliydim.
-ya alev bırakacaktın da adama bir iki patlatacaktım.ya bunun gibiler yüzünden bırak kızları biz erkekler bile yolda rahat yürüyemiyoruz.
-ya mahmut saçmalama. kavga hiçbir şeyi halletmez. adamı görmüyor musun?zil zurna sarhoş. ayrıca onlar üç kişilerdi. neyse ki diğerleri biraz aklı başındaymış.hem biraz ileride polisler vardı. gece vakti başımıza iş açmaktan başka hiçbir işe yaramazdı bu.
-sonrada al başına belayı. gece vakti karakollarda uğraş dur. ya bu adamlar nereleriyle içiyorlar anlamıyorum.
bir süre daha homurdandım. alev gülerek bana bakıyordu. bende ona gülümsedim.
-ne? *
gözleri ışıl ışıl parlıyordu. birden boynuma atıldı ve sıkıca sarıldı.
-canım benim, nasılda kıskanırmış beni.:)
-ya kıskanmak değil de,ne biliyim. şurada arkadaşımsın, adam sana laf atıyor bende seyirci kalamazdım ya.
-öyle mi?:)
-ya ne var?:) biz de seni seviyoruz ki kıskanıyoruz. ayrıca şu anda canınla, ırzınla bana emanetsin.
muhabbetimiz evine kadar böyle devam etti. biraz sonra evlerine gelmiştik. alev:
-yarın buluşuyoruz değil mi?
-senden kurtulmak mümkün mü? * buluşuyoruz tabi ki. cafede buluşalım istersen.
-aa aşk olsun, benden bu kadar çabuk mu sıkıldın?:(
-aman şaka yaptık be kızım, senden kurtulmak isteyen kim.hem senden sıkılacak erkeğin aklına şey ederim ben. *
-canım benim. vakit müsait olsaydı bize girelim derdim ama malum, annem evde şu anda. üstelik elinde oklavayla beni bekliyordur şimdi, baya bir geç kaldım da.
-yok canım, şimdi gerek yok kimseyi rahatsız etmeye. hem gecenin bu vakti doğru olmaz. zaten bende bayağı bir yoruldum.eve gidip uyuyacağım.
-tamam canım, yarın görüşürüz o zaman.
yanak yanağa öpüşerek vedalaştık. hemen eve gittim. saat 2.30’u gösteriyordu. mustafa evde yoktu. anlaşılan rus sevgilisiyle beraberdi bu gece. hemen kendimi yatağa attım. alkolün etkisinden olacak, yatar yatmaz sızdım kaldım.
yine güzel bir gün daha doğmuştu. sımsıcak alanya’da güzel bir akdeniz sabahı. gerine gerine uyandım. dışarıya çıkıp biraz dolaştım. akdeniz, masmavi güzelliğiyle bana ışıl ışıl gülümsüyor, şırıl şırıl dalga sesleri ile bana “günaydın”diyordu. boyları göklere uzanan palmiye ağaçları meltem esintisinin tazeliğini buram buram yüzüme serpiştiriyordu.şu tatiller bitmese ne iyi olurdu. alanya’ya geleli bir hafta olmuştu. bu zaman zarfında alev’le beraber alanya’yı neredeyse keşfetmiştik. bütün sahillerinde, parklarında, caddelerinde ayak izimizi bırakmıştık. kızla neredeyse her gün beraberdik. birlikte ya gezerdik yada denizde yüzerdik. akşamları bazen evde oturuyordum, bazen bara, mustafa’nın yanına takılıyordum bazen de cafede arkadaşlarla takılıyordum. alev yanımda çok mutluydu. bende mutluydum ama içimi huzursuz eden bir şey vardı. alev’e bazı şeyleri itiraf etmek istiyordum ama bir türlü edemiyordum.bu düşüncelerle ilerlerken, birden cebimden gelen bir titreşimle irkildim.cep telefonum birisinin benimle görüşmek istediğini dürterek bana haber veriyordu. ekrana baktım arayan güzel birisiydi...
Tümünü Göster