1. 201.
    0
    hacı,

    saatlerdir okumalarımın sonuna geldim. biraz düşündüm sonra yazım tarzınla ilgili. kitap okumayı hiç sevmeyen ama gerçek hikayeleri sırf gerçek oldukları için okuyan biri olarak şu nacizane yorumlarımı dikkate alır mısın almaz mısın bilemem lakin, anlattığın olaylarda ekgib kalan şey detaylara inmekten kaçınman.

    şöyle ki,
    bu kadar sıra dışı bir hayatı yaşayan bir insan, hayat tecrübelerini aktarırken biraz daha somut anlatımlarda bulunmalı. sen ki, bu hikayede nice kavgalara karışmış, nice kanlara şahit olmuş, bir çok insanın farklı nedenlerle ölümüne şahit olmuş biri olarak, bunlardan daha detaylardan bahsetmelisin. sana çok sıradan gelen şeylerin, bir çok "random" insan için ne kadar (extraordinary der gavurlar) garip geldiğinin sanırım pek farkında değilsin. amiyane tabirle, yanında bir adam ölüyor ve sen bunu tek satırda atlayıp geçiyorsun.

    sana gereken tek şey "ferre". ferre derken cinsel sex anlamında değil. deneyimlediğin görüntüleri okuyucuya daha net aktarmalısın. bir insanın yaralanması, kanlar içinde kıvranması; uyuşmuş bir bedenin dışarıdan nasıl gözüktüğü, bir insanın ölümüne tanık olmak konusunda yoğunlaşmalısın. herkesin her türlü taktan şeye bir tık kadar uzak olduğu bir devirde insanları kelimenin tam anlamıyla dehşete düşürmelisin. ingilizceden gelen "terörist" yani "terrify eden" tam olarak senin deneyimlerinin karşılığı olmalı.

    edebi konularda yazacak tek bir gibim şeyim yok. dediğim gibi işim olmadı, olamadı hiç bir zaman. lakin özetle, bugün youtube'dan bir amerikan askerinin kafasından headshot yemesini, kaddafi'nin ölmeden hemen önceki görüntülerini, herhangi bir otopsi videosunu -artık- kanımız çekilmeden izleyebiliyorsak, yapman gereken şey olabildiğince yaşananları güçlü kelimelerle olay yeri muhaberi edasıyla yapman gerekliliğidir.

    bu da benim gibik yorumum işte.
    ···
   tümünü göster