1. 1.
    +1
    postyapısalcılığı ve post-marksizmi de kapsayacak biçimde postmodernizm, modernizmin ya da modernitenin radikal bir biçimde kritiği ve yadsınmasıdır. postmodernizm, modernizmin değerlerine (akılcık ve bilim gibi), estetik anlayışına ve etiğine (hümanizma gibi) karşı çıkmaktadır.
    birçok çağdaş düşünürün postmodernizmi birbirlerinden faklı bir biçimde tanımlayıp, yorumladıkları söylenebilmektedir. örneğin bir kısım düşünür, postmodernizmi ‘’kritik bütünlük göstermeyen düşünce dışı bir süreç’’ olarak nitelerken bir kısım düşünür ‘’hiper-entelektüelizm’’ ya da doğrudan ‘’anti-entelektüelizm’’ olarak tanımlamaktadır. gerçekten de son 15-20 yıl içinde bu konuda kitaplar yazılmakta, toplantılar düzenlenmekte, bildiriler kaleme alınmaktadır. ama yine de herkesin üzerinde anlaştığı, kesin ve bütünleşmiş bir postmodernizm tanımı ortada gözükmemektedir.
    postmodernizm, ne herhangi bir kuram ne de bir ilkeler bütünü değildir. postmodernizme özgü bir metodolojik özellikten söz edilmemektedir. acaba postmodernizmin tanımı ya da alanı ile ilgili herhangi bir çerçeve çizmek kesinlikle olanaksız mıdır? postmodern çözümleme ya da yaklaşımlar için en azından ortak bir noktadan söz edilebilmektedir. postmodernizm, genel olarak modernizmin, modernizmin genel kavramlarından bir olan rasyonalliğin ve bilimsel temsil felsefesinin (epistemolojinin) yadsınması olarak düşünülebilmektedir. bir başka deyişle postmodernizm, olumsuzlukla tanımlanabilmektedir. bununla beraber, bu ortak çizgini dışında postmodern söylemin farklı, hatta karşıt çözümlemeler içerdiği açıktır. örneğin, bazı düşünürler postmodern kavrdıbını bir özgürleştirme süreci, yeni toplumsal oluşumlar, yeni tür siyasi kimlikler yaklaşımı ile özdeş bir çerçevede yorumlamaktadır. bunu tam tersi, umutsuzluğu ve toplumsal çaresizliği yansıtan bir yorumlama yaklaşımı olarak da kullanılabilmektedir. bu çerçeve içinde, postmodernizmi bir kuram ya da kuramlar bütünü olarak tanımlamak olanaksızdır. postmodernizmi, içinde yarışan, farklı eğilim ve yaklaşımların yer aldığı, sınırları belli olmayan bir alan olarak düşünmek gerekmektedir. bu karmaşa ve belirsizlik, postmodern söylemin etkinliğini ve popülaritesini artırmaktadır.
    ortaya çıkan yaklaşım ve tartışmalara bakıldığında bütünleşmiş bir postmodern kuramdan hatta belli bir tutumdan bile söz etmenin mümkün olmadığı görülmektedir. en genel anlamda postmodern söylemin temel özelliklerinden biri yeni bir dönemi ifşa etmiş olmasıdır. bu, modernite olarak tanımlanan dönemin sona erdiği ve onu izleyen bir dönemin ortaya çıktığı anldıbını taşımaktadır..
    amerikalı kültür tarihçisi bernard rosenberg 1950’li yıllarda yayınladığı bir kitapta (mass culture, new york,1957) postmodern sözcüğünü yeni bir kültürel oluşumu ifade edecek şekilde kullanmıştır; bu, kitle kültürüdür. rosenberg’e göre kapitalizm bütün dünyayı bütünleştirmektedir ve bu oluşum içinde dünyanın her yöresine yayılan bir kitlesel kültür ortaya çıkmaktadır. i̇şte postmodern insan, rosenberg’e göre bu kültürün insanıdır. her tarafı metalar ile sarılmış, ortak tüketim ve statü normları benimsemek durumunda kalmış, amorf kitlenin parçası olan kişi postmodern insan olarak nitelenmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster