1. 101.
    0
    gördüğümde şok oldum. suratının yarısı mosmor bir şekilde yatakta yatıyordu. kolu ve bir bacağı da alçıdaydı... gittim yanına bir sandalye çektim, başını bana doğru çevirdi, surat ifadesi yoktu. o kadar boş bakıyordu ki... beni görünce biraz olsun hareketlendi ama izin vermedim. omuzundan tutup yatmasını sağladım.

    -hoşgeldin kardeşim...

    +ne oldu? diye sordum. o an ne oldu?

    -güzin nasıl?

    başımı öne eğdim. gözlerim doldu yine... bu durumdan da sıkılmaya başlamıştım ama elimden gelen hiç bir şey yoktu. karşımda en yakın arkadaşım, kardeşim, suratı tanınmaz halde hastanede, en sevdiğim, sevgilim, güzinim toprak altındaydı. elimden hiç bir şey gelmiyordu... tıpkı onlar "gidicez" dediklerinde durduramadığım gibi, acizliğime ağlıyordum aslında...

    +sen nasılsın?

    -görüyosun işte uzatmasana olum! güzin nasıl?!

    +kimse söylemedi mi sana? bilmiyor musun nasıl olduğunu?

    -öldü dediler inanmadım... inanmam sen söylemeden! ölmedi de erdem ne olur... söyle be kardeşim, ölmedi di mi? salaklar şaka yaptılar akıllarınca di mi?

    başımı öne eğip ağlamaya başladım. ne diyeceğimi bilmiyordum bile, nasıl tepki vereceğimi... suçlasam, hayatımda her şeyi bilen, dertleşebileceğim tek insanı da kaybedecektim. gözlerine bile bakamıyordum... susmuştu ömer, o da ağlıyordu artık... sadece ağlıyordu.
    ···
   tümünü göster