1. 1.
    0
    Kerbela uzak değil

    nezaman boynuma gitse elim
    büyür kerbelâ'm
    nezaman kana değse gözlerim
    kerbelâ'da bir akşam

    bir uzun havadır munzur
    mor bir katar gibi düzülüp gider
    saz çalar akşamları pîr sultan göçmenleri
    gönlümün terazisi bozulup gider
    koca fırat vura vura başını
    hey fırat
    fırat fırat
    benim anam döve döve döşünü
    kerbelâ uzak değil
    ağlama sen

    ben de silah çattım munzur eteklerinde
    yıldızlara uludum yalnızlığın fıratçasından
    gözleri nasıl da gözlerimdi hoooooy
    ağrıda benden öte
    bir munzur
    bir fırat
    ve bir gelincik
    üçü de erzincanlı
    üçü de üçgüzeller
    gibi şuramda
    ben de kulaç attım dedemlik tosbağalarla
    kıyıları gelincikli fırat'ta
    fırat fırat
    hey fırat
    insan nasıl allahsarmış gördüm o yalnızlığı
    yaşadım allahsamayı bütün boyutlarıyla
    kerbelâ uzak değil
    ağlama sen

    uzak geldim
    seferberlik seferberlik çığrışır ayaklarım
    başımdır dolaşır elden ele hergün şam'larda
    yüreğimdir her seher bir ak güvercin
    bu kaçıncı yezit
    dostlar
    bu kaçıncı muharrem
    ben gözüme sürme değil kerbelâ çektim
    ağlama sen
    'ağlama gözlerim mevlâ kerimdir'
    ben bilirim o mevlâyı
    mevlâ bizimdir
    taze karpuz kokusu
    bu benim kanım
    dostlar, yüzleriniz neden böyle kuytu gülleri
    yüzleriniz bir avuç su
    a dostlar
    fırat fırat
    hey fırat
    neyleyim ben suyunu
    yangınım kaç bin fırat
    çilem kaç bin cehennem
    hergünüm bir kerbelâ

    bakın hele
    bakın şu soyukahpelilere
    sabahın seherini haram etmişler bana
    kaygulu geceleri vatan etmişler bana
    fırat fırat
    hey fırat
    fırat'ı, dost fırat'ı
    düşman etmişler bana
    nezaman bir ak güvercin konsa dalıma
    ak boynundan kanlar sızsa boynuma
    nezaman tuza batsam fırat kıyılarında
    yezitler doldursa akşamlarımı
    dolaşır kegib başım şam'larda
    ürkerim büyük tutsaklığımdan

    yavrum, mazlum bakışlım, niye akşamız
    niye böyle
    binicisiz at gibi
    göçün ucu saplandı karanlığa
    göçün ardı görünürde yok
    kim geçmiş bu dağlar kargaşasını
    kar kokmuş güneş kokmuş türküsü kimin
    kim dökülmüş kızılırmak'lara binlerle

    bakarım biryanıma
    derim yüzülür
    bakarım biryanıma
    etim kıyılır
    sallanır ak bedenim yağmurda yaşta
    urganı boynunda dedem görünür
    tutuşmuş ali kuzularının ak çadırları
    aşar gelir çığlıkları anacıkların
    adımın arkasında
    taptaze yaram görünür

    kerbelâ aşkım benim
    umudum öfkem açlığım
    kalabalık yalnızlığım
    çocuk saflığım benim
    fırat fırat
    hey fırat
    muhanete muhtaçlığım
    kerbelâ benim

    onlar hep yezit'tiler
    ben hep hüseyin
    onlar çöle akar gibi akıp gittiler
    ben geldim buralara
    fıratlaşarak
    kerbelâ uzak değil
    kerbelâ uzak değil
    ben bilirim bu kavgayı
    ağlama sen

    Hasan Hüseyin
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster