1. 51.
    0
    gece aralanıyor
    ve ben,
    göğsümde dağların raks ettiği güne dair
    düzenlenen bir balonun
    kapısından içeri giriyorum.
    kanımı kesip, bileklerimden içeri akıtıyorum
    kopan bir halat gibi anice sesim yükseliyor;

    gecenin uçkur çözdüğü adamların
    namusunu kim kurtaracak!

    bunca yaralı öyküden
    toprağın avuçlarına damlayan kan
    yerde mi kalacak.
    belki de ince bir hastalık gibi
    mor devrimler yazacaktı dudaklarıma
    devletten daha şerefli dudakların,
    -bazı yoldaşlar bazı yoldaşları satabiliyor ancak.
    ihanetle bir sokağın köşesinde tokalaştığım gün,
    kanlı bir postalın altında ezilmiş gibiydi kalbim
    kuduz bir köpek gibiydi ölüm
    o köpeğin dişleri arasında sıkışmış gibiydi etim,
    alçaklarda seyrediyordu insan.
    tanrım, bu şartlar altında ben insan olamam!
    aslında her zaman daha çok,
    hüzünlü bir keman melodisi olmak istedim hep
    ya da güzel bir şiirin, okuyanın en canını alan mısrası.
    böylece karşısına dikilip,
    kalbinin ortasına bir yumruk patlatıp, bağıracaktım;
    ey insan! aşk mı kurtaracaktı
    gecenin içinden defalarca geçtiği ırzı!

    gece kapanıyor,
    göğsümde raks eden dağlar,
    sebebini anlayamadığım bir şekilde
    aniden pisti yumruklarıyla besliyorlar.
    ve ben,
    düzenlenen balonun
    kapısından çıkıp gidiyorum.
    büyük bir kısmımı içeride bırakarak
    verilen son nefes gibi sesim çıkmaya çalışıyor;

    “gecenin uçkur çözdüğü adamların
    namusunu kim kurtaracak!
    ···
   tümünü göster