0
gori’de dünyaya geldi. 7 yaşında çiçek hastalığına yakalandı ve bu hastalık yüzünde kalıcı izler bıraktı. 10 yaşında rahip okuluna devam etti. burada gürcü çocuklar rusça eğitim alırlardı. 12 yaşına geldiğinde geçirdiği iki at arabası kazası sonucu sol kolu sakatlanacak ve hayatı boyunca tam iyileşmeyecekti. 16 yaşında gürcü ortodoks rahip okuluna gitmeye hak kazansa da, burada otoriteye karşı başkaldırıp huzursuzluk çıkardığı için 1899 yılında atılır.
bu dönemde stalin, lenin’in eserleriyle tanışır ve marksist bir devrimci olmaya karar verir. 1903 yılında bolşeviklere katılır. ohranka tarafından sürekli izlense de profesyonel devrimci olarak illegal parti faaliyetlerine başlar. kafkaslar’daki önde gelen bolşevik liderlerden birisi olur. bu dönemde propaganda, grev örgütleme, banka soygunu gibi alanlarda faaliyet gösterir.
1906 yazında ekaterina svanidze ile evlenir. bu evlilikten ilk oğlu yakov dünyaya gelir. bolşevik parti banka soygunlarını yasakladığı için geçici bir süre partiden resmen istifa eder, bir banka soygunu düzenler ve bakü’ye kaçar. eşi ekaterina bakü’de tifüsten dolayı ölür. bakü’de yeraltı faaliyetlerini sürdüren stalin çarlık taraftarlarına karşı örgütlenmeyi hızlandırır.
bu dönemde stalin yedi kez tutuklanıp sibirya’ya sürgüne gönderilir. son sürgünü hariç hepsinden kaçacaktır. yine bir sürgün kaçışı sonrası nisan 1912’de saint petersburg’da stalin pravda’yı çıkartmaya başlar. artık yazılarında ve parti içinde rusça çelik anldıbına gelen “stalin” mahlasını kullanmaktadır.
ekim devrimi ve kuruluş [değiştir]
ana madde: ekim devrimi
uzun yıllar sibirya'da sürgünde kaldı. 1917 ekim devriminden sonra sürgünden döndü. aynı dönemde i̇sviçre'den sürgünden dönen lenin'le birlikte çalışmaya başladı. 1917 temmuz ayında lenin'in tekrar finlandiya'ya sürgüne gitmek zorunda kalması üzerine, sverdlov'la birlikte partinin yönetimini üstlendi. ekim devrimi'nden sonra lenin'in başkanlığındaki sovyet hükümetinde milliyetler halk komiseri oldu.
1930lu yıllar [değiştir]
sovyetler birliğinin ilk önder kadrosu tarihteki ilk işçi sınıfı devletinin istikamet yönünü tayin ederken daha önce tarihte benzer bir örnek olmamasının her türlü sıkıntısını çekmiştir. lenin'in ölümünden sonra 1930'lu yıllara kadar süren derin tartışmalar, yargılamalar ve verilen idam cezaları aslında farklı istikamet tayin etmek isteyen bolşevikler arasında gelişen siyasal ve ideolojik kavgalardır. bu dönemde nep siyasetinden çıkılması eleştiri konusu olacak, sanayileşme ve kolektivizasyona karşı çıkılacaktır. savaş komünizminden nep'e geçişi eleştiren troçki, nep siyasetine son verilmesine karşı çıkan buharin, önce troçki ile daha sonra stalin'e karşı parti içinde muhalefet eden zinoviev ve kamenev süreç içinde tasfiye edileceklerdir. ii. dünya savaşı yıllarında troçki 20 ağustos 1940 tarihinde, stalin'nin talimatıyla sovyet gizli polisi gpu tarafindan düzenlenen bir suikast sonucu mekgiba'da öldürülmüştür. komünist parti içinde "sağ veya sol sapmayla" suçlanan eski liderlerin tamamı ise 1930'lu yıllarda mahkum olacak, stalin tarafından idam ettirileceklerdir. özellikle eski bolşeviklerin yargılanması ve cezalandırılması ilginçtir. moskova'da 1936-1938 yılları arasında yapılan duruşmalarda bolşevik partinin eski önderlerine zorla akıl almaz suçlamalar yapılmış, kendilerini emperyalist devletlerin ajanları olarak ifşa etmeye zorlanmışlardır. büyük temizlik terör adıyla toplumda geniş yankı bulan tasfiye hareketi sonucunda, özellikle partide stalin ve ekibi (molotov, voroşilov, kaganoviç, beria) hakimiyetlerini kurmuşlardır. bu sayede planlanan sanayi hamlesine hız verilmiş, büyük topraklar binlerce yoksul köylünün ve çiftlik hayvanının gereksiz yere hayatını kaybetmesi pahasına zorla kollektifleştirmiştir. küçük üreticiler ve ve köylüler kooperatifler içinde örgütlenmiştir.
1941-45 büyük vatanseverlik savaşı [değiştir]
ana madde: doğu cephesi (ii. dünya savaşı)
ii. dünya savaşı sırasında parti liderliği, hükümet başkanlığı ve sovyet orduları başkomutanlığı görevlerini bir arada yürüttü. 1939'da hitler'in nazi almanyası'yla molotov-ribbentrop paktı diye de bilinen bir saldırmazlık anlaşmasını imzaladı. bu sayede nazilere karşı savaş hazırlığı yapmak için vakit kazanmış oldu. bu anlaşma müzakereleri sırasında, stalin, hitler'den, polonya'nın doğusu, finlandiya'nın güneyi, estonya, letonya ve litvanya'ya ilaveten türkiye'den de toprak istekleri olduğunu belirtti ve fakat diğer istediklerini aldığı halde türkiye konusunda başarısız oldu.[1]
bu tartışmalı tarihsel dönemle ilgili olarak, stalin'e düşman veya stalin'den yana olan her iki tarafın da farklı tezleri vardır. stalin karşıtlarının tezlerine göre, hitler'le aralarındaki açıklanmayan gizli protokole bağlı olarak finlandiya, estonya, letonya, litvanya, romanya ve polonya'nin naziler veya sovyetler tarafından işgalinin yolu açılmıştır. stalin'in doğru yaptığını savunanlara göre ise, 1937'deki münih görüşmelerinde açıkça ortaya çıktığı gibi, i̇ngiliz ve fransız emperyalistleri ve dolaylı olarak da amerikalılar, nazileri kışkırtıyorlardı ve onların sovyetler birliği'ne saldırısının önünü açmaya çalışıyorlardı. bu amaçla avusturya'nın almanya'ya katılmasına (anschluss) ve çekoslovakya'nın işgaline göz yummuş ve onaylamışlardı.ne var ki, özellikle çekoslovakya'nın işgalinden sonra sovyetler birliği'nin i̇ngiltere ve fransa ile ilişki kurma çabalarına rağmen bu iki ülke nazi tehdidini birlikte ortadan kaldırma girişimini reddetti. böylece sovyetler birliği, kendi sınırlarını güvence altına almak için bu protokolü imzaladı. stalin'in amaçlarına göre, polonya ve baltık ülkelerinde oluşturulacak tampon bölgeler, nazilerin sovyetler birliği'ne ulaşmasını engelleyecekti. böylece 1939 yılında nazi işgalinden sonra sovyetler polonya'nın kalan yarısını işgal edip estonya, litvanya ve letonya'yı sınırlarına kattı. finlandiya'ya saldırdı ve büyük kayıplar vermesine rağmen mart 1940'da "kış savaşı' olarak bilinen bu savaşı da kazandı. 1941'de hitler'in sovyetlere saldırması üzerine stalin bu sefer müttefiklerin yanında yer aldı. faşizmin yenilmesinde ii. dünya savaşı'nın en ağır bedeli ödeyen güç olarak (24 milyon ölü) müttefiklerin yanında nazi almanyası'na karşı kazandığı zafer uluslararası alanda gücünü ve popüleritesini artırdı.
sovyetler birliğini işgal eden nazi ordularının kafkasya petrollerine ulaşabilmek için savaştığı 1942 yılında özellikle müslüman kafkas halklarının nazilere elçiler yollayarak temas sağladıkları ve nazilere yardım ettikleri gerekçesiyle kırım tatarlarını, 1944'de sibirya'ya sürdü. ayrıca stalin 1944 yılında gürcistan türkiye sınırında yaşamakta olan ahıska türklerini de orta asya'ya sürgüne göndermiştir. gene aynı yıllarda kuzey kafkasya'da çeçenleri, kalmukları ve dağıstanlıları da orta asya'ya sürmüştür.
savaştan sonra [değiştir]
tc hükümetlerinin savaş sırasında nazi almanyası ile yakın ilişkiler tesis ettiğini, nazi almanyası ile dış ticareti alman para birimi "reichsmark" ile yaptığını, tc banknotlarını almanya'da bastırdığını, nazi almanyası'na paslanmaz çeliğin hammaddesi olan krom sevkiyatı yaptığını ve sovyetler birliği'ne dahil olan kırım ve kafkasyadaki türk topraklarında askeri harekat yapmakta olan nazi ordusunu cephede takip etmek için komutanlar yollaması sebebiyle rusya'nın 93 harbinde işgal ettiği ve daha sonra brest litovsk barış antlaşması, gümrü antlaşması, moskova antlaşması ve kars antlaşması ile türkiye'nin geri aldığı kars, ardahan ve artvin vilayetlerini istemesiyle ve i̇stanbul ve çanakkale boğazlarında askeri üsler isteyince[2], türkiye, ii. dünya savaşı'nın diğer galipleri olan abd ve i̇ngiltere ile ilişkilerini güçlendirmek için nazi düzeni[3] benzeri tek-partili milli şeflik (almancası: "nazionale führer") yönetiminden çok-partili demokrasi düzenine geçmiş ve 1952 yılında nato'ya üye olmuştur.
ii. dünya savaşı'nın sonlarında kızılordu tarafından işgal edilen doğu avrupa ülkelerinde sosyalizmin benimsenmesini sağladı. bu ülkelerin kapitalist ekonomiden marxist ekonomiye adapte olmasına destek oldu.
5 mart 1953'te öldü. ölümünden sonra kruşçev ünlü 20'nci kongre ile stalin devrinde yapılan zulümleri kabul ederek anti-stalinizasyon kampanyasını başlattı. bu kampanya kendisinden sonra gelen brejnev dönemine kadar sürdü. daha sonra gorbaçov döneminde sovyetler'in geri kalmasının sebebi olarak stalin gösterildi ve anti-tez olarak glasnost ve perestroika konseptleri ile sovyetlerin'in çöküşü önlenmeye çalışıldı.
mezarı ve doğduğu ev [değiştir]
stalin öldükten sonra naaşı lenin'in naaşının yanında kalmıştır. ancak 31 ekim 1961 tarihinde alınan kararla naaşı kremlin duvarı mezarlığına defnedilmiştir. doğduğu ev gürcistan'ın gori kentinde bulunan stalin müzesi kompleksi içerisinde korunmaktadır. gori kentinde kendisine ait heybetli bir heykel de kent meydanında bulunmakt
Tümünü Göster