1. 601.
    +3
    Part 24

    Toplantı dönemi gelip çatmıştı ve Tarık’ı Amerika’ya geri göndermiştik.
    istanbul’da ‘Liderlik ve Etkin insan Yönetimi’ eğitimlerine başlamıştım ve sadece performans üretip kendini göstermek yetmiyordu atamalar için.
    Üst kademedeki yöneticilerle de aranızın iyi olması gerekiyordu.
    Sonuçta sizi tanıyor ve bu işi yapabileceğinize inanıyor olmaları gerekiyordu.
    Toplantılar bir diplomasi şöleniydi adeta.
    Pazarlama Müdürleriyle akşam yemeğine çıkıyor, hiçbir toplu organizasyonu kaçırmıyordum.
    Medikal sınavlarda hep ekibimdeki en yüksek notu alıyordum. Sürekli örnek gösterildiğim için ekip içinde sevilen biri olduğumu söyleyemem.
    insanlar doğasının dışında davranıyordu orada, daha önce bahsettiğim ‘daimi, sabit gülücükler’ vardı herkesin suratında
    Mutlu görünen bir penguen sürüsü gibiydik ama içinde olduğumuz Pazar tamamen rüşvet ve yalan üzerine kuruluydu.
    Bir akşam yemeğinden sonra otelin lobisinde bir şeyler içmek için toplandık.
    içlerinden biri Ayten’in çalıştığı ürünün promosyon kalemini çıkardı ve ajandasına bir şeyler yazdı.
    Kalem sadece benim dikkatimi çekmemişti. Ercan isimli ekip arkadaşımın da dikkatini çekmişti;

    -Sen bu ilacı çalışanı tanıyor musun? Dedi kalemi çıkaran arkadaşa
    -Evet tanıyorum
    -Ne kadar tanıyorsun?
    -Orasını söyleyemem, dedi bıyık altından gülerek
    -Senin bölgene Salı günleri geliyordu de mi?
    -Evet
    -Perşembeleri de benim bricklerde oluyor kendisi
    -Otel? Ev?
    -Genelde otel, gözleri nasıl ama?
    -Bir ara konuşalım bu meseleyi, şaşkınlık içindeyim şu an; dedi kalemi çıkaran

    Biz Ayten’le Pazartesi ve Çarşamba günleri görüşüyorduk.
    Diğer günlerde de dolu olduğunu o toplantıda anladım.
    10 kişilik örnekleme grubundan 3 ü ile yattığına göre, bölgede 1000 mümessil olduğunu düşünürsek 300 ü ile yatmış olabilirdi düz mantıkla baktığımda.
    Bir de işin içine hekimleri eczacıları falan sokarsak iş içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.
    ···
   tümünü göster