0
Böylece gazetelere yansıdığı
kadarıyla soygun Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarının üzerine kalıyordu.
Bu soygundan sonra üzerlerindeki
baskıyı azaltmak ve dikkatleri
başka tarafa çekmek isteyen Mahir
Çayan ve ona bağlı olan terör grubu
bu amacına ulaşmış ve boyu posu
Deniz Gezmiş'e benzeyen Hüdai
Arıkan sayesinde bu soygunu Deniz
Gezmiş ve arkadaşlarının yaptığına
herkes inanmıştı. Böylece bir
devrimci (!) yaptığı hırsızlığı bir
başka devrimcinin (!) üzerine
atarak arkadaşının ipe bir adım
daha yaklaşmasına sebep
oluyorlardı. Bu durum her iki taraf
için de kötü bir durumdur. Yapan ve
başkasının üzerine atan grup yani
Çayan ve arkadaşları, yaptıkları
eylemleri sahiplenecek cesaretten
yoksun kişilerdir. Deniz Gezmiş ve
arkadaşları ise yapmadıkları
eylemleri sahiplenerek sahte
kahramanlık elde etmişlerdir.
Ancak Mahir Çayan ve çetesinin
Deniz Gezmiş'in idam edilmesine
katkı sağladığı bir gerçektir.
Yıllardır devleti ve başka odakları
bu idamlarla ilgili olarak sürekli
suçlayan ve baskı altında tutan
çevreler artık çok sevdikleri (!)
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin inan'ın katillerini Mahir
Çayan ve çetesi içinde
aramalıdırlar. Bu konuda Necmettin
Hacıeminoğlu bakın neler söylüyor:
"Ulaştırma bakanı Seyfi Öztürk i.Ü.
Fen Fakültesinde bir konuşma
yaparken Deniz Gezmiş ve
arkadaşları tarafından yuhalanır ve
hakaret edilir. Olay mahkemeye
intikal eder. Ancak bu çocuklar
beraat eder. Suç işlenen yer
üniversite, suç işleyenler de öğrenci
olduğu için üniversite idaresinin
ceza vermesi gerekirdi. O da
olmadı. Aksine bir kısım öğretim
üyesi ve basın mensubu Deniz
Gezmiş'i alkışladı.
Daha sonra, i.Ü.Hukuk Fakültesi
Dekanı Orhan Aldıkaçtı'ya
makamında tabanca çeken Deniz
Gezmiş polisler tarafından suçüstü
yakalanmasına rağmen
mahkemede beraat ettirildi.
Böylece Deniz gazete
sütunlarındaki şöhretli yerini alıyor,
bazı öğretim üyeleri ondan
Denizciğim diye bahsediyorlardı.
Bir başka sefer Deniz, Yıldız'da
dürbünlü tüfekle yakalandı. Fakat
bu suçtan da ceza almadan
kurtuldu.
Ankara'da ÖDTÜ'de karargâh
kurdu. Rektör Erdal ile senli benli
Arkadaş oldu... Artık yüksek tirajlı
gazetelerde boy boy fotoğrafları
çıkıyordu...
Sosyete kadınları ona âşık olmaya
başlamıştı. Binlerce insan Deniz
Gezmiş bu gece de bizim evde
saklansa diye iç geçiriyordu.
Nitekim arandığı zamanlarda
geceleri ünlülerin evinde kalıyordu.
Bir kısım 12 Martta tutuklanan nice
profesör, politikacı, artist ve subay
Deniz'i
devletin güçlerine karşı aylarca
saklamıştı...
Şimdi anlaşıldı mı Deniz'in
katilleri."[6]
Deniz Gezmiş o dönemde kendisine
gösterilen sahte sevgi ile coşuyor,
coştukça şımarıyor ve fevri hareket
ediyordu. Marksist-Leninist
ideolojinin tek sözcüsü gibiydi.
Kendisi gibi öne çıkanlardan hiç
hoşlanmıyordu. Bunlar arasında
TiKKO'nun kurucusu ibrahim
Kaypakkaya
da bulunuyordu. Deniz Gezmiş ile
ibrahim Kaypakkaya arasında
yaşanan ve bu iki gruba bağlı
militanların birbirlerinden nefret
etmelerine de neden olan bu olay
şöyle gelişmişti.
ibrahim Kaypakkaya, Çapa Yüksek
Öğretmen Okulunda meydana
gelen bir olay nedeniyle
tutuklanarak Sağmalcılar
Cezaevine konur. Deniz Gezmiş de
aynı cezaevinde tutukludur. Deniz,
Öğrenci hareketleri nedeniyle
cezaevine gelen gençlerle
sabahları spor, akşamları ise teorik
eğitim yapmaktadır. Deniz 1.91
boyunda, ibo ise ondan daha
küçüktür. ibrahim Kaypakkaya
Fikirlerini belirtir. Fikirlerini
belirttiği için karşı taraf
rahatsızlıkla karşılar ve uyarı yapar.
Uyarılara aldırmaz ve bir kaç kez
aynı şekilde Fikirlerini belirtir. Vural
Yıldırımoğlu, ibo'nun yanına
gelerek, "Bak bunlar dev gibi,
bunlarla tartışma. Eşit değilsiniz",
der. Devamında Deniz ile ibrahim,
"Sosyal emperyalizm konusunda
tartışmaya girer. Deniz,
"Sosyalizme soldan ihanet
ediyorsunuz", der. ibo, "Sosyal
emperyalizmi sosyalizm olarak
gösterenlerdir sosyalizme asıl
ihanet edenler", deyince, Deniz,
sinirlenip ibo'ya bir yumruk atar.
Tümünü Göster