ayazağa kampüsü

25.semt mi köy mü ne tak olduğu belli olmayan ama iett diyorsa öyledir diye karar kıldığım, dıbına koduğumun, allah'ın istanbul içerisinde sittir ettiği köy. evet bundan öteye gidemeyecek bir yer başka da bir şey değil. hayır bulunduğu konum itibari ile nasıl böyle bir vahşi yer ortaya çıkmış anlamak çok zor.

ama aklıma ilk bize kazandırdıkları apaci kavramı. apaci nedir sorusu gün içinde merkezde bekleyerek gözlemlenebilir. doğan slx içinde çok daha can yakıcı olabilirler. böyle emoluğa yaklaşırken, lan biz delikanlıyız diyeceklerken,olum bu tiki görünümüde süpermiş lan fikrini benimseyip ortaya çıkmış çeşnili tipler vardır. orta yaş ve üstü bildiğimiz karadeniz insanı olup yerine göre iyi yerine göre geri vites kafalı tadındadırlar. ama apaci gençleri national geographic te incelenebilecek derecede vahşi ve tehlikeli olabiliyorlar. kameramıza takılan bir olay bunu doğrular niteliktedir. kaçınızın kaldırımda yürüken kafasına bira şişesi yağdırılmıştır ?!

altyapı diye bir şey zaten o oluşan çarpıklıkta aranmıyor. ana caddede asfalt gibi bir şey var ne ala (!) ama yaz kış dıbına kodumunun suyu nerden geliyor da ortalığı balçığa veriyor anlamış değilim. ulaşım göçmüş vaziyette hususi araç varsa girelebilecek sokaklar yerler sınırlı. çoğu yerde köprüde karşılaşan keçi gibi olur kalırsınız.

bu kadar taka neden katlanıyoruz denecek olursak (bkz: beykent üniversitesi ayazağa kampüsü)

neyseki bu sene mezun oldum darısı başınıza.