1. 1.
    +4 -3
    internette tanışmıştım onunla. çok fazla konuşmadık. sadece bir iki kez nasılsın iyi misin. daha sonra bir gün "hey" yazdım. karşılığını aldım. konuşmamız uzun uzadıya gitti. profiline baktım ve banio süpermarket yazıyordu.
    "un... daki banio mu bu?"
    "evet. ne oldu ki?"
    "bende orada oturuyorum."
    "hadi ya. neresinde?"

    uzadı gitti konuşma. birbirimize videolar, fotoğraflar, karikatürler yollayalım derken, söz döndü dolaştı müziklere geldi.
    "ben bülent ortaçgil'i çok seviyorum" dedi
    "bende bayılırım. en sevdiğim ise teoman'la birlikte söyledikleri eylül akşamıdır" diye cevapladım
    bir kaç parça yolladık, filan derken o gece erkenden yatması gerektiğini, yarın yapı markete sabahtan gideceğini söyledi. olur, dedim.
    "iyi uykular. tatlı rüyalar"
    içimde nasıl bir heyecan var. nasıl da titremeye başladı bacaklarım. fotoğraflarını gördüğüm kadarıyla (eğer feyk olmazsa) kız şahane bir şey; uzun, düz platin sarısı saçları -sonradan boyatma olsa da güzel-, zayıf ya da atletik vücudu, badisinin altından çok belli olmasa da ne büyük ne küçük göğüsleri ve ince elleri... neyse sabaha kadar bende yerimde duramadım. bir an önce öbür gün olsun da konuşsak diye düşünüp durdum.

    ... ertesi gün

    "slm" yazdı
    "canın mı sıkkın?" diye sordum ona. çünkü "yazık çok yazık... " yazmıştı iletisine. onu okuyup, okumadığını bilmiyorum ama
    "çok mu belli oluyor?" diye sordu
    "sanırım bir tek seni hissettim. belki de bir sürü vardır burada... "
    "Neden ben?" -kızların bilindik o saçma soruları-
    "bilmem belki de bir tek sana dikkat ediyorumdur."
    "teşekkür ederim... biliyor musun sana yazarken bir yandan da arkadaşa telefonda ağlıyordum."
    "anlat için rahatlar."
    "öyle ama... "
    "neyse bak ne soracağım sana?"
    "sen neden gelmedin bugün?"
    "gel demedin ki? sıkmak istemedim bende"
    "anladım ama gelseydin keşke"
    "yarın yemek aranı söyle sana yumurtalı ekmek getireyim."
    "ahahah çok düşüncelisin ama hayır demem"
    "eee kaçta?"
    "şöyle yapalım. pazar günü izinli misin?"
    "evet ne oldu ki?"
    "pazartesi buluşalım istersen?" o anda sabaha kadar gözüme uyku sokmayan kızın bana çıkma teklifi etmesi karşısında saçmalamamak için şiir kitabı aldım elime. bunu neden yaptım,bir tür özellik.
    "o zaman yumurtalı ekmeğin yanında bir de çay kazanırsın... "
    "ahaha delisin sen ya. olur kazanırım tabi."

    bazen böyle hızlı hızlı konuşur kızlar, sonra bir anda yok olurlar. bir tek ulaşım için telefon kalır geriye, bende onu almak için ne söylesem diye düşünürken;
    "sana bir sürprizim daha var" dedim
    "ne?"
    "sipariş telefonu: 05... 9"
    ":) kaydettim"

    ardından telefonuma "selam ben bir yumurtalı ekmek bir de çay isteyecektim" diye mesaj gelir,
    "bu saatte sadece rakı servisimiz var efendim" diye yazar yollarım
    "yanında balık ve meze varsa kabul"
    "ben sazan var"

    neyse o gece herşeyi ayarlamış ayrılmıştık. telefonlarımız elimizde, gece yarısını az bir zaman geçesiye kadar mesajlaştık.

    gerisini duymak isteyen varsa yazsın
    ···
   tümünü göster