1. 751.
    0
    pazartesi günü okula vardığımda panpamdan başlamak üzere reyizin seldıbını arkadaşlara ilettim.
    figene olanı biteni, reyizin durumunu ve önümüzdeki hafta döneceğini anlattım. anlattım ki yalan yanlış bilgiler yerine birinci ağızdan alınmış bilgiler ortaya çıksın, millet daha fazla çeşitlendirmesin diye.
    ama genel anlamda çok ilgili görünmedi kimse. yani benim o haberi verirken ki mutluluğuma karşılık bir mutluluk ifadesi göremedim hiçbir yüzde.
    bu sebeple kendimi bir kez daha oraya yabancı hissettim. öyle değil miydim amuga koyim. aynı sevinçleri yaşayamadığınız insanlar arasında ne kadar aitlik hissi duyabilirsiniz ki. öyle bir şey ki yaşaması çok taktan sadece onu söyleyeyim.

    onun dışında cuma gününe kadar değişik bir şey olmadı.
    sınıfta varım yahut yokum hiçbir fark yoktu. bedenen sınıfta aklen çook başka yerlerdeydim. gönlüm bir kaç ay öncesine göre tamamen değişmiş ve başkalaşmış haldeydi. esra ve ona dair her şeyin üstü betonlarla örtülmüş gibiydi. bendeki bu değişimi sanıyorum sadece ben bilebiliyordum. öyle ya ne de olsa asosyal bir bintim. başkalarının bana dair bir şey bilebilmeleri o kadar kolay değildi.

    bu süre zarfında okuldan ayrılma meselesini pek düşünmedim. daha doğrusu düşünmemin bir faydası olmayacağına inandığım için düşünmedim. annem ve babam beni reyizle konuşturmadan bu konuya dair bir şeyler yapmayacaklar gibiydi ve reyiz önümüzdeki hafta gelecekti. yani bu konuda aileme baskı yapmak akıllıca değildi.

    işte o gönlümde esraya dair her şeyin üstüne örtülen o betonlardaki ilk çatlak cuma günü okul çıkışında(istiklal marşını söyledikten sonra) onca ses arasında kerkenez diye bir ses duymam ve arkamı döndüğümde esra'nın gözlerini gözlerimde bulmam ile başladı...
    ···
   tümünü göster