+2
-1
#244
20 dakika sonra deniz'in kaldığı otelin önündeydim. tuhaf bir heyecan vardı içimde fakat aynı zamanda o vicdan azabı da beni yiyip bitiriyordu. duru'yu aradım bir kaç defa, açmadı. belki açsaydı, gitmezdim ama nedense gittim. ben bunları düşünürken deniz çıktı kapıdan, o an kafamdaki bütün düşünceler durdu ve eski zamanlar geldi aklıma. bir zamanlar deniz'i beklerken yaşadığım heyecanı hatırladım ilk zamanlarda, o'nu görmenin, o'nun yanında olmanın beni nasıl rahatlattığını mutlu ettiğini.. bunları düşünürken bir gülümseme oluştu yüzümde, bu arada deniz arabaya bindi.
-hayırdır, ne oldu dedi merakla.
-hiç, öyle eski şeyleri hatırladım bir an dedim sakince.
-ne gibi diye sordu ben arabayı çalıştırırken.
-hiç işte öyle dedim geçiştirmeye çalışarak.
-ya utku söylesene dedi hafif bir gülümsemeyle.
-seninle tanıştığımız ilk zamanları, o heycanı hatırladım dedim tepkisizce.
önce dondu kaldı deniz, sonra konuşmaya devam etti.
-güzel günlerdi, keşke saklayabilseydik o heycanı dedi sesine hiçbir duyguyu yansıtmadan.
-ben hiç kaybetmemiştim ki diyebildim sadece bu arada kafamda da devam eden savaşı bastırmaya çalışırken. bu aldatmak mıydı bilemiyordum ama içimde sağlam bir vicdan azabı vardı ve duru inatla telefonunu açmıyordu.
biraz sessizlik olduktan sonra deniz başka bir konu açtı.
-sevgilini anlatsana biraz dedi sesinde gerçekten merak var gibiydi.
-neyini anlatayım, nasıl yani dedim anlayamadığım için.
-nasıl tanıştınız mesela? dedi.
-barda tanıştık, çakmak istedi verdim sonra numarasını verdi. dedim
-sende aradın? diye sordu
-hayır dedim kestirmeye çalışarak ama o ısrarla sormaya devam etti.
-ee nasıl oldu peki o zaman dedi
-sonra çalışmak için odtü kütüphanesine gittim bi gün, biri seslendi bana baktığımda o kızdı niye aramadın dedi, numarasını elime yazmıştı ve silindi bende bunu belirttim sonra numarasını yazdı ve gitti. bi kaç gün sonra yemek yerken kağıt cüzdandan düşünce öyle bir arayayım dedim öyle yani. süpriz oldu aslında, hiç aklımda yoktu diyebildim sanki bir şeyleri açıklamaya çalışırmış gibi.
-senin için çok sevindim ama duyunca dedi gülerek.
-teşekkür ederim sağol diyebildim.
biz konuşurken gideceğimiz yere geldik, arabayı park ettim geçtik mekana tabi haliyle o saatte anca bol gürültü olan yerler açık biraz takıldıktan sonra çorbacıya gidelim dedi deniz bende tamam dedim. rumeli işkembecisi var dedeman'ın orada, oraya gittik. gürültülü mekanda devam ettiremediğimiz muhabbeti bu sefer ben başlattım.
-ee sen anlat peki, var mı hayatında birisi? nasıl gidiyor okul? ne bileyim ailen nasıl?
-annemler iyi, yüksek bitti işte kadrom var artık. onun dışında, hayatımda düzenli biri yok öyle arada takıldığım kişiler oluyor dedi ve topu tekrar bana attı.
-peki siz ne durumdasınız şimdi onu anlat dedi merakla.
-nasıl ne durumdayız?
-ne bileyim parmağında yüzük göremiyorum dedi.
-haliyle deniz, daha çok erken dedim ve sustum.
o arada çorbalarımızı içtik, ben bütün gün uyumuştum ama deniz çok yorgun gözüküyordu ve bende onu otele bırakmayı teklif ettim o da kabul etti. hesabı ödedikten sonra kalktım, deniz'in otelinin önünde durdum. arabadan inmeden önce döndü ve bana baktı, ben daha ne olduğunu anlayamadan beni öptü kısacık bir süre diliminde ve arabadan indi. beni öyle orada züt gibi bırakıp arkasına bakmadan gitti...
Tümünü Göster