1. 176.
    +1
    ..iki yana açılan kolları, bizleri hem şok eden hem de sinirlendiren bir görüntü çıkarmıştı ortaya,

    beyler, çocuğun sol dirseğinin (bana göre sağ) yan iç kısmında bariz ve taze bir yara izi açıkça görülüyordu, yanık gibi, fazla ciddi değil ama yeterince ciddi, fazla belirgin değil ama yeterince belirgin, yeterince, hatta biz çocuklar için fazlaca;

    -"tuttu beni.. merdivende..kolumu yaktı.. sırtıma enseme vurdu"

    ağlaya ağlaya, kegib kegib anlatıyordu bunları bize arkadaşımız, baharatçı dükkanının hemen önünde, onu dinlendirdiğimiz yerde (buradan bahsetmiştim daha önce hatırlarsınız). o ara dükkan sahibi çıkageldi, bizim çocuğun öyle içli içli ağladığını görünce,

    "ne oldu oğlum, düştün mü? gel bir bakayım" gibisinden mırıldandı anlayışlı bir şekilde,

    sonra bizimkine yaklaştı, biz o ara hep bir ağızdan konuşunca adam bir tak anlamadı ama gördüğü onu da şaşırtmıştı,

    "bu ne yanık gibi, sigara izi gibi? siz mi yaptınız çocuklar yoksa?" gözleri, yaşça ve şekilce en büyüğümüz olan burağa doğru kaydı sinirle,

    -"sigara mı?"

    sigara mı?... bizim delikanlı, ergenlik ateşi ile kavrulan burak abimiz, alev gibi parlamıştı;

    "amca, emin misin, sigara yanığı mı bu?"

    "valla bilemedim ama nasıl olur ki bu, oğlum yeni mi bu?"

    yeniydi, hem de epeyce yeni (belaya hazır olun, hem de epeyce belaya.. sinirden gülüyorum, saçmalıyorum hala aklıma geldikçe bana uymayın siz).

    beyin fırtınası nedir, ne değildir, o zamanlar haberimiz yok, öğle bir şeyden haberdar değiliz ama heralde o an yaptığımız şey buydu,

    hepimiz, aynı anda aynı şeyleri düşünmüş, söylemiş ve aniden bir anlaşmaya varmış gibiydik,

    bir arkadaşımıza uygulanan bir şiddet ve kolunda söndürülmüş bir sigara söz konusuydu,

    şüpheliyi tahmin etmek sizin için de pek zor olmasa gerek...
    ···
   tümünü göster