1. 826.
    +9 -1
    üniversitenin o geniş koridorları her adım atışımda biraz daha daralıyordu... yüreğim ve aklımı bir güzele emanet etmiş, bedenim bir mülteci gibi oradan oraya sürükleniyor gibiydi adeta... olan biteni algılamaya çalıştığımda boş bir sınıfta beni bekleyen 4 kişiyle karşılaştım... koluma giren iki kişi ise beni orada bırakıp kapının dışında bekçilik yapıyordu tıpkı köpekler gibi.. kapının kapanma sesi ile yakama yapışmaları bir oldu.. aramızdaki diyalogu hayal meyal hatırlıyorum;

    çocuklardan birisi: şimdi konuşsana bin ! hocanın sınavından geçtin ama bakalım şimdi bizim adamlık sınavımızdan geçicen mi?
    ben: ( dayak yiyeceğimi bile bile kafa tuttum, öyle ezilip büzülmedim karşılarında.. zaten gözüme 1 tane kısa boylu zayıf elemanı kestirmiştim. dayak yesemde bir kişiyi yanımda zütürecektim )
    - " adamlık" senin ağzına, sıfatına yakışmamışken , sen kim oluyosun da bana adamlıktan bahsediyosun?

    - işte o anda fırtına koptu.. tek kişilik bir sandalyenin kafama yerleşmesiyle, gözüme kestirdiğim o çiroz çocuk kayboldu etraftan... hatta herkes kayboldu... gözüm karardı.. olduğum yere çöktüm, dizlerimin üstüne... ve hayatım boyunca hiç bir zaman unutamayacağım bir dayağın tam orta yerinde kaybettim benliğimi...
    ···
   tümünü göster