1. 1.
    +1
    devlet, eger fasist bir devlet degilse, vatandaslarini kendi tabiyetinde olmaya zorlamaz. devletler, o devletin hakimiyet alani icindeki vatandaslari sosyal kontrat'in tarafi sayar ve onlardan bu kontrata uymasini bekler. kontrat tek tarafli degildir, bu cift yonluluk de anayasa ile belrilenir. bizler biraz da 80 sonrasi donemin cocuklari oldugumuzdan "devleti duzenleyen anayasa" yerine vatandasi duzenleyen anayasa" eblehligine tabi olduk. bu yuzden de devlet kavrami ile alakali beklentilerimiz cok tuhaf. devlet oysa ki basta "o irade alani icinde yasamayi dusleyen/savullayan" kisilerin maddi ve manevi guvenligini saglamaya yonelik bir anlasmadir. devletlerin vatandaslari devletlerden memnun kalmadiklarinda terk i diyar eyleyebilirler. sozlukte de bu durum gecerlidir. ama sozlukte su an icin bir "ya sev ya terket" fasolugu hakim olmadiginda gore, sevmeden de terk etmemek mumkundur.

    sozlukte boyle bir anlasma, yani anayasal tabana oturan bir anlasma, neden olmasin? fikrimi biliyorsunuz, anaysal bir tabani luzumlu kilacak bir moderasyonu dahi gereksiz buluyorum. moderasyonu gerekli kilan faktorlerin sozlugun mevcut ve rahtalikla degisebilir formati ve bicimi olduguna inaniyorum.

    sozluk su haliyle davet etsin ya da etmesin uzerinde uzun suredir yasayan, emek veren yazarlarin ortak mali olmustur. sozluk bu sebepten dolay "istemeyen gitsin" demeyi de hakli gerekce olarak sunamaz. ancak patolojik memnuniyetsizlikler icin son care olarak sunabilir. cok da makul ve anlasilir bir istektir. ama sozlukte bir cok istenmeyenin gitmesi, yazarlarin kalmasindan da anlasiliyor ki gitmesi gerekenin illa "o kurallar"a biat etmesi gerekmemektedir. o kurallarin degistirilmesi icin muhalefet yapma hakki da vardir. eger bu hak elimizden alinirsa elbette, seve seve memnuniyet ile giderim. ama simdi cancagizim yeni seyler soyleme zamandiir.

    hukuk sistemleri, hak hukuk gibi kavramlarin ve ilkelerin mevcut ornege uygulanamazligini ornekler ile gostermek yerine, holistik bir "olmuyor" demeyi tartisma sorumluluguna uygun bulmuyorum. solyemi oturttugum tabanin gecersizligini ispat etmek ile sorumlu muarizlar yoksa, sorular havaya ucuyorsa benim yapabilecegim bir sey yok. ben ornekler ve bicimler ile kendi dusuncemi ispatladim. karsi ispati ise genellikle "ezoterik" tellerden caldi. malum mu olmasi gerekiyordu?

    eger misal bir moderator, diyelim ki guru, moderasyon icinde tepkisini ve onerisini bile getirilmis ve ciddiye alinmamis ise belki kritik yogunluga ulasilamadigindandir. belki ssg, sadece guru'ya ait gibi gorunen bir fikri argumantasyonun bicimi, konumu ve duzeyi sebebiyle ciddiye almamistir. o halde gur'ya destek olmak, ssg kabul etmiyor deyip kestirip atmak dogru olmaz.

    ben moderasyon masasinda olsam "ssg"nin muthis izahatindan "kesinlikle" tatmin olurdum diyemiyorum. ssg'nin her an ve her dakika ayni fikirde olacagindna da emin olamiyorum. fikrini hic dgeistirmeyeceginden de. onkabulumu de "ssg yanilmaz" uzerine kurgulamadim, ssg de herkes gibi yanilsa da duzeltebilecek olgunluktadir a kurguladim. ssg sozlukte 10 il boyunca bu uygulamaya gecmekte diretse, 10 yil boyunca hakli bir arguman getirip beni ve baskalarini ikna edemedigi surece muhalaefetin konusu olur. degisebilmesi ihtimali (ki teminatlidir) bu muhalefeti mesru kilar.

    umitlerimi besledim. umit besen!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster