1. 1.
    +1
    mevcut moderasyonun "standard pratik" olmasini bekledigi bir oneri var, onu bir irdeleyelim:

    "sorun yasayanlar bize bir mesaj atsalar cozelim/cozulur/cozulmemis mi?"

    bu standard cozum onerisi kendi icinde makul, topluluk icinde bakildiginda olusabilecek arazlari cozmek adina "yeterli" degil. daha fenasi "keyfiyet"i ortadan kaldirmiyor, keyfiyet'i tek opsiyon olarak sunuyor.

    yalan degil, moderasyon gercekten mesaj atanlarin sorunlarini cozmeye gayret ediyor. ama ya mesaj atamayanlarin, ya da atmak istemeyenlerin sorunlari ne olacak?

    "cekinmesinler, atsinlar efenim, ocu degiliz a?" deenemz. su son bir kac gundur bana gelen mesajlardan (ozellikle 6. nesil) cikarimim, olasi problemlerde moderasyona guvenilmedigi, korkuldugu yonunde bir kani olusturdu. mantikli bir ihtimal hesabi yapmaktan bihaber degilim. bana mesaj atanlar pek ala korkaklar, ne yapilirsa yapilsin "korkak" kalacaklar, nedensiz fobiler gelistirenler/sahipleri olabilir. ama yine ayni sekilde, occam usturasi prensibi ve iyi niyet karinesi ile "hakli cekince" yasayanlarin da varligini goz ardi edebilir miyiz?

    simdi dusunelim. 6. nesil bir yazariz. sozlugun "isleyis prensiplerine", kurallarina arzu edilenden uzagiz. mesaj atilmasi gerekliligini de tam olarak bilemiyoruz. bir entrymiz hatali moderasyon sebebi ile silindi. kimse moderasyon hatasizdir demiyor. insan olduklari yonunde net bir konsensus var. insan moderasyon bu durumda hatali moderasyonunu birisi soyleyene kadar fark etmeyecektir (moderatorlerin bir digerinin sildigi entryleri sistematik olarak kontrol etme luksu, pratigi ve zamnai varsa ayri). o soylemekten sorumlu birisi de moderasyonun uzun zamandir "ayar oldugu", ve ister istemez onyargi sahibi olusturdugu (moderasyon insan, farkinda olmadan onyargi gelistirir) 6. nesil yazari "kesinlikle sallayacaktir" diyebilir miyiz? moderasyon insan ise diyemeyiz. ama moderasyon insan, ondan eminiz.

    buyuk ihtimal ile hadiseyi "dikkatle inceleyecektir" umidindeyiz. moderator hatasini gordu, canlandirdi, ozur dilediyse diledi. tamamdir. 6. nesilden bir yazar "moderasyona mesaj atinca olaylar cozuluyor" dusuncesine gecti. bunun, yani bu rutin in genele yayildigini dusunelim. cogunluk "moderasyon mesaj atana itibar ediyor" dusuncesine kapilacaktir. ama "memnuniyet" kendisi ile sinirli degildir. o oluyorsa, su da olabilir. bir bakalim:

    6. nesil. tamam. entrysi hatali silinmis. oldu. mesaj atti. peki. moderator sallamadi. mumkun.

    su halde 6. nesil'den bir kisinin dahi "moderasyon mesajlari sallamiyor" demesi ihtimali 1000 kisinin "sallanan" mesajlarini yok kilabiliyor. zaten keyfi ve sahsi olan "approval", fisilti gazetesi ile ayni sekilde yok olabiliyor.

    ama bu sallanmama bu yonde en kabul edilebilir ihtimal. ya dupeduz hakaret edilen, asagilanan, ayar verilen, inceden istihza edilen, laf sokulan bir yazar'in tecrubesi ve fisilti gazetesi yayini ne kadar belirleyici olur?

    bu konuda konustugum yazarlardan edinimime gore: epey belirleyici olur. cunku yazarlar insanligin musdarip oldugu, moderasyonun'da kelle ucurma konusunda "bonlesmesi"ne sebebiyet veren evrensel bir sosyal pgiboloji faktoru var: outrage factor

    yeni nesil ekonometristlerden steven d levitt'in freakonomics isimli kitabinda bahsi gecen ve sosyal risk olcumunde bireylerin secimlerinde etken olan faktor olarak risk soyle tanimlaniyor

    risk = zarar + hezeyan/zulum (outrage)

    bunun acilimi nedir? su. sosyal hareketler risk faktorunu hesaplarken zarar gorme ihtimalini zararin istatistiki olarak olusma riskine gore degil, olmasi halinde yaratacagi hezeyan/zulum uzerinden belirliyor. yani kisiler "deli dana" hastaligindan olme ihtimalini, olasi gida patojenleri tarafindan zehirlenip olme ihtimaline gore daha "cekinilesi" goruyor. bu cok salakca, ama bir o kadar da "insanca" bir reaksiyon.

    levitt kitabinda soyle bir ornek veriyor (ki dikkat buyurun sozluk moderasyonunun varligi ve isleyisi ile de dogrudan alakali bir haldir)

    amerika birlegib devletleri kongresine iki kararname taslagi geliyor

    birisi simdiki zamanda olasi bir terorist tehdide karsi bir onlem pakedi, digeri ise yine simdiki zamanda etkin kalp hastaliklari yaratan ajanlara karsi bir onlem pakedi. levitt soruyor: sizce hangi "tehdit" daha cabuk ve sorgusuz sualsiz uygulamaya gecirilecektir?

    sorunun yanitini hepimiz biliyoruz. "onelenebilir" ve milyonlarca kisinin hayatini tehdit eden kalp hastaliklari konusunda bir politika belirlemektense kongre son 10 sene icinde nufusa orani milyonda bir dahi olmayan bir tehdit'e karsi hareket etmeyi daha luzumlu goruyor.

    moderasyon'un 17 bin kisinin aliminda "coplesme" korkusuyla delibaltalasmasi, saniye de sittin tane kullanici ucurmasi ayni outrage faktorunun bir dogal sonucu. orana vuruldugunda "skjfhkjhjkh" gibi entrylerle sozluk keyfini kacirmasi ihtimali cok dusuk olan bir tehdit, kacinilmaz ve basa cikilmaz bir saldiriymis gibi olabilecek en hizli "kelle ucurma" politikasini mesru kiliyor. kanimca 17 bin yazari bir seferde almak yerinde her hafta 300 yazar alan bir sozluk'te boyle bir hezeyan faktoru daha ilimli gecmek, daha dikkatli incelenmek ihtimalini dogurabilirdi. ama olmusa care yok, onumuzdeki maclara bakalim diyorsak risk planlamasinda "outrage" faktorunu goz ardi edemeyiz.

    moderasyonun "outrage factor" politikasini ucurulma gerekce ve ornekleri deneylenemedigi icin istemeden afaki gozlemlere dayanarak yaptik. moderasyona konu olan islemlerin belirsiz ve sirlar perdesi arkasinda olmasi sebebiyle sozluk sosyal deneyinde "korku" icinde yasayan yeni nesil yazarlarin da "outrage faktor"unu benzer usullerle yapmamiz gerekiyor.

    elimizde bir data var. 17 bin yeni yazarin ciddi bir kismi yazar olduktan kisa sure sonra ucurulmus. gerekcelerin cogunlugunun "sozlugun kamu huzuru" adina onaylandigi, cevaz verildigi tartismali degildir. lakin yuz "hizli" ucurulmadan 99 u hakli dahi olsa bir tanesinin haksiz yere yapilmasi ihtimali, o bir kisinin tabi oldugu haksizligi kompanse etmeyecektir.

    yine hukukun temel ilkelerine donuyoruz. sucsuz yere cezalandirmak hukukun en buyuk cekincelerinden birisidir. suphenin sanik leyhine islemesi, ispatlanan kadar masum kabul edilmesi hep bu cekincenin sonucu ortaya cikmistir. cunku hukuk'un sosyal seruveni gostermistir ki outrage factor kurum ve devletlerin de "mulk"e itibarini geri donusumu cok zor bir sekilde zedeler.

    cunku haksiz yere hukum giyip, cezalandirilmis birisinin "isyan"inini "opup geciremezssiniz". haksiz yere cezalandirilmsi birisinin tecrubelerini zamanda geriye donup alamazsiniz. haksiz yere cezalandirilmak ihtimali, hakli bir yonetime yonelik korkulari tam olarka bu outrage factor'u sebebiyle imkansiz kilar.

    hukuk tam olarak bu neden ve gerekce ile savunma hakkini, adil bir yargi surecini mecbur kilar. "otis bu hukuk ciddiyetin, adalet beklentilerin bir kisisel web sitesine uyuyor mu allaansen" demeyin, ne olursunuz. sozlugun "moderasyonu" dahi basli basina boyle cekince ve memnuniyetsizliklerin "yazar" adina sallandiginin, kisisel bir siteden beklenmedik bicimde ciddiye alindiginin bir delilidir.

    sahi dusunun, moderasyon kurumu niye var? sozluk ssg'nin arka bahcesi oldugu icin mi moderasyon ciddiyetle ifa ediliyor?

    ssg ile olan kisisel gorusmelerimizde nesil "yafta"sinin ve moderasyonun ssg'nin kisisel begeni ve istekleri ile sinirli olmadigini, bu tip ust-yapisal mudahalelerin "kaliteli yazar" ve "sosyal yapi"nin mutlulugu icin kondugunu ogrendim (ssg ile kisisel gorusebilen bir insanim, sozluk bayanlari hani nerde spartacus e mesajlar?). eger kaliteli yazar ya da adi ne olursa olsun bir "kaybedilmemek istenen kitle"nin mevcudiyetinden bahsediyorsak, bu kitlenin de adalete olan inancini sekteye ugratmayacak onlemler almamiz gereklidir.

    bu onlemlerden birisi bir yazarin asla ve katiyen, kendisini savunmadan, uyari almadan ucurulamamasi prensibi olmalidir. ucma korkusu outrage faktorunun de disinda sonuclar doguran bir belirleyicidir. sunlari cok net idrak etmek gerekiyor:

    • ucan bir yazarin soz hakki kalmamistir.

    • entryleri silinerek ucan bir yazarin neden ve nasil uctugunun takibi kendisi ve sinirli "sesi" disinda muglak kalmaya mahkumdur.

    • memnuniyetsiz olma ihtimali olan sozluk halkinin hic "var olmamis gibi islem goren bir kisinin "tasasi"ni tutmasi bu yuzden imkansizdir. yani, sozluk halki rahatsizlik duymak icin ihtiyac duydugu objektif verilerden tek tarafli olarak soyutlanmis, var olmadigini sandigi problemleri gundemine almamaktadir.

    bundan da daha dogal ne olabilir, hic var olmamis birisi ve faaliyetleri kimsenin sorunu ya da mevzu olamaz. istatistiki olarak tum entryleriyle ucmus birisi, hic yasanmamis bir sorun demektir. moderasyon adina takibi ve sorgusu yapilmasi imkansiz olacak, halkin dikkatine degmesi zor bir haldir. oysa ki (bkz: muyo)

    iste bu cekinceleri goz onunde bulundurdugumuzda kendine ve sorumluluguna haksizlik ederek guvenilmezlik ihtimali ve cekincesini kendine yakistiran sozluk moderasyonunun sorunlarin cozumu icin "mesaj" beklemesi abestir. mesaj atilamayacak kadar "guven telkin" etmekten uzak bir moderasyona kim neden mesaj atsin ve dikkatleri uzerine ceksin? mimlenme, fislenme ihtimalini guclendirsin? garez, kin, ayak kaydirma korkularini, hezeyanlarini beslesin?

    dahasi, ucurulmus bir yazar moderasyona nasil mesaj atsin be abi? akil var, mantik var.

    hulasa: ucurulma riski ciddi bir risktir. kimse boyle bir riskin isleme konmasinin "moderasyon keyfiyet"ine birakildigina inanmaktan baska caresi olmadigi bir platformda dusuncelerini ne entry ile ne de mesaj ile dile -getiremez-, getirmesi de -beklenemez-, getirmesi yonunde bir oneri de cozum olarak -sunulamaz-. her iki taraf adina da etkin olan outrage factor'u kisitlayici, en azindan banttan donebilecegi umidi yaratamadiginiz surece adil bir moderasyondan bahsedemezsiniz.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster