1. 101.
    0
    şimdiye kadar memleketimizde "edebiyat" kelimesinin haiz olduğu ehemmiyet ve ciddiyeti anlayan ve bu ehemmiyeti halka ifham eden tereddüt etmeden söyleyebiliriz ki, pek az kimse gelmiştir. tarih-i edebimizi tetkik edersek bu parlak devirlerde bile edebiyatın bütün ihata-i manasiyle anlaşılıp anlaşılmadığını görürüz. onun için bizde sanat ve edebiyat, daima boş vakitlerin bir hemdem-i lafiti olmaktan pek fazla bir ehemmiyet alamamış ve bunların nasıl terbiye-i hissiyetinin (duygu eğitiminin) tekamülüne hizmet etmek tarikiyle bir milletin pişva-yı terakkiyatı olduğu takdim edilememiştir. edvar-ı kadimden ayrılıp asr-ı hazıra doğru gelince yavaş yavaş suret-i telkin bir istihaleye uğradığını görüyoruz. kemal bey ve hemzamanları bir çok münasebetlerle bu husus taki fikirlerini söylemişlerdir. kemal bey'in "edebiyatsız millet dilsiz insan kabilindendir" sözü meşhurdur. fakat efkar-ı umumiyenin anlamamaktan ve anlamak için hiç bir rehber-i hayırkar ve ciddi bulamamaktan mütesahil lakaydisine böyle bir cümlenin devasaz olması elbette mümkün değildir. bu zamana mahsus edebiyatların da bu hususta hidematı görülmekle beraber osmanlı efkar-ı umumiyesinin matı görülmekle baraber osmanlı efkar-ı umumiyesinin bu rehberi kat'i sürette bulduğu tarih itiraf etmeli ki edebiyat-ı cedide'nin genç ve faal zekalarının servet-i fünün sahifelerinde ilk te'sis-i meslek ettikleri zamana tesadüf eder. bu hey'eti edebiyenin erkanı, o mecmuanın sahifelerinde muhitini tenvir eden bir manzume-i muzie (aydınlatıcı) vazifesi görüyordu. fakat hükümetin gittikçe artan zulmü onların kalemlerine ilk darbe-i'anîf ü kahharı indirdi. ve bunlar ileride tekrar toplanmak ümidiyle hepsi dağılıp gittiler. hürriyetin ilanıyla yeniden ziyalarına intizar edildiği zaman ise pek'az istisna ile artık onlar eski melike-i hayalleri olan sanat ve edebiyata karşı bir sehab-ı lâkkaydı ile bürünmüştüler. bunu söylemekle bizden evvel gelenlere itiraz eylemek arzusunda değiliz. zira onların edebiyatımıza ettikleri hizmeti takdir etmemek her halde, kadirşikenlik olur. biz onlara mazi-i meslekler için teşekkür ile hal ve istikbale atf-ı nazar edeceğiz.
    i̇şte bu istikbale bakmak azim ve niyetiyle fecr-i ati teşekkül ediyor. fecr-i ati azası kendilerine herkesten ziyade edebiyat-perest ve azimperver olmaktan fazla bir kıymet ve ehemmiyet atfetmek cesaretini almamakla beraber temelini attıkları müessesenin, bu beyaban-ı ilm ü edeb bir sayezar-ı zümürrüdin olmasına intizaren şimdilik avrupa'daki emsalinin küçük bir numunesini temsil ve irae etmesine çalışacaklardır. lisanın, edebiyatın, ulûm-ı edebiyye ve içtimaiyyenin terakkisine hizmet vermek, ayrı ayrı, şurada burada tenemmü eden isidatları sinesindee cem ederek ittihad ve ictima'ın hasıl edeceği kuvvetle tekemmüle müsademe-i efkârın parlatacağı bârika-ı hakikatle tenvir-i efkara çalışmak: i̇şte fecr-i ati'nin gaye-i azm ü meramı!
    fecr-i ati azasının semerat-ı mesaisini ihtiva edecek bir kütüphane tesis etmek üzeredir. edebiyat-ı cedide'nin parlak zekalarına da matla'-ı envar olmak meziyyetini haiz olan servet-i fünün mecmuası naşir'i asarıdır.
    bundan başka memleketimizin terakkiyat-ı fikriyye ve hissiyesini temin edecek asar-ı mühimme-i garbiyyeyi kendi azasına ve mükafatlı müsabakalarla hariçten intihab olunacak zevata tercüme ve neşr ettirmek umumi konferanslar vererek halkın seviye-i zevk-i edebisinin i'lasına hudud-ı malumatının tevsi'ine çalışmak, memalik-i garbiyyedeki müessesât-ı mümasile ile tesis-i revabıt ve münasebat ederek memleketimizin tenemmüvat-ı edebiyyesini garba, garbın envarını afak-ı şarka nakledecek metin ve ülvi bir nakil vazifesini görmek fecr-i âti'nin cümle-i amalindendir.
    tanzim ve hükümete ita' olunan nizamnamenin bir sureti yakında neşr olunacaktır. efkar-ı münevvere ashabının bu teşebbüs-i harı bir nidâ-yı teşci' ve takdirle karşılayacağına eminiz. çünkü acı bir itiraf olmakla beraber söylemekten çekinmeyiz ki memleketimizin ilme, sanata ihtiyacı pek şediddir. bir ihtiyacı telafi için atılacak en küçük adım rehaya, i'tilaya doğru atılmış deemektir ve bundan mahrum olmak muazzez vatan için elim bir öksüzlüktür.
    fecr-i âti encümen-i edebisi ndıbına katibi müfit ratib
    encümenin aza-yı hazırası: ahmed samim-ahmet haşim-emin bülend-emin lami-tahsin nahid-celal sahir (re'is)-cemil süleyman-hamdullah suphi-refik halid-şabaheddin süleyman-abdülhak hayri-i̇zzet melik-ali canib-ali süha-faik ali-fazıl ahmed-mehmet behçed-mehmed rüşdü-köprülü-zade- mehmed fuad-müfit ratib-yakub kadri.
    (servet-i fünün dergisi- 24 şubat 19

    edit:sen kaşındın amk, fecr-i ati topluluğu kuruluş beyannamesi
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster