beyler bildiğiniz gibi 14 eylül günü nickaltıma bir veda entry'si girdikten sonra silik oldum. o günden beri de kimse benden haber alamamıştı ancak bu 8 günlük süreçte ne oldu, ben neden silik oldum hepsini anlatmak istiyorum. gerçekten çok heycan dolu şeyler yaşadım muhtemelen birazdan yeniden silik olucam. ama lütfen elinizi çabuk tutun ve silik olma hikayemi dinleyin. şimdi bi flashback yapıcaz ve silik olmadan önceki bir tarihe gidicez:
silik olmamdan 2 gün önce 12 eylül 2011 saat 3 civarı:
yine normal bir pazar günüydü. sabah uyanmış kahvaltımı yapmış inci okuyordum. o sırada sözlükteki ünlü bayan yazarların birinden mesaj aldım. mesajında bir entry'me çok güldüğünü ve beni de yazar olarak çok beğendiğini söylüyordu. bu şekilde muhabbet ilerledi msn aldık o gün tüm gece msn'de yazıştık. çok eğlenceli birisiydi gerçekten. o gün msn'i kapatmadan benimle en kısa zamanda tanışmak istediğini söyledi ve ben daha cevap veremeden msn'ini kapattı. o gün çok heycanlı bir şekilde uykuya daldım. aklımda hep o vardı.
silik olmamdan 1 gün önce 13 eylül 2011 saat akşam 8 civarı:
tüm gün msn'de onu beklemiştim sözlükte online olmamıştı. saat tam akşam 8.11'i gösterdiğinde msn'de online oldu. hemen selam verdim konuşmaya başladık. laf ilerledikçe ona iyice hayran olmaya başlıyordum. gecenin ilerleyen saatlerinde cam açalım mı diye sordum. çünkü onu gerçekten çok merak ediyordum. ama o bunun doğru olmayacağını eğer istersem hemen yarın sabah buluşup güzel bir kahvaltı yapabileceğimizi ve tanışabileceğimizi söylemişti. ben biraz tereddüt ettim ama sonra kabul ettim. nerde yiycez seni nasıl tanıycam dedim. bana bi adres verdi bu adrese gelmemi ve orda bi cafe olacağını sabah 9 gibi oraya gidip bir masaya oturmamı istedi. ayrıca telefon numaramı istedi ve telefonumun sesini açık tutmamı ve böylece geldiğinde beni çaldırıp bulabileceğini söyledi. ben büyük bir heycanla o gece uyudum. ertesi gün erken kalkacaktım.
silik olduğum gün silik olmamdan yaklaşık 6 saat önce:
önceki gece uyuyamadım desem yalan olmaz sanırım. kalktım üstüme en güzel kıyafetlerimi giydim parfümümü sıktım ve verdiği adrese doğru yola çıktım. saat 8.30'da verdiği adresteki masada oturuyordum. etraf sessiz ve sakindi kimse yoktu. yaklaşık yarım saat sonra telefonum çaldı. etrafta yine kimse yoktu. elimi telefonuma uzattım. en son hatırladığım şey telefonu açıp alo demem. arkamdan bir el ağzımı kapattı ve o anda bayılmıştım.
silik olduğum saatler dakikalar:
uyandım. gözlerim kapalıydı. odada musluktan dökülen su sesleri sinir bozucu düzeydeydi. o an ellerimin arkadan bağlı olduğunu farkettim. yatağa yatırmışlardı beni. odada biri olup olmadığından emin değildim. önce soluklandım kendimi toparladım ve tüm gücümler, nerdeyim ben burası neresi kurtarın beni diye bağırdım. o anda odadan hiç de beklemediğim bir cevap aldım:
-ananı kurtarıp gibtim. noluyordu bu cümleyi kimin söyleceğini tahmin ediyordum ama neden ne alaka nasıl? aklımda tonlarca soru vardı kafam iyice karışmaya başlmıştı. nefes alış verişim hızlanmış adrenalin vücüdumda tavan yapmıştı muhtemelen. ne olduğunu anlayamıyordum tüm gücümü toplayı bir soru daha sordum emin olmak için:
-karaktersiz adam bu sen misin neden burdayım bırakın beni lütfen.
gelen cevap nedense beni hiç şaşırtmadı:
-ananı bırakıp gibtim. 3 kelime kısa ve net bir cevap. o an karaktersiz adamın gerçek hayatta da incideki gibi bir insan olduğunu anladım. neydi bu adam bir robot mu? daha fazla kafa yoramazdım kendimi muslukan akan suyun şıp şıp sesine bıraktım ve her şeyin kötü bir rüya olduğunu ve birazdan uyanacağımı düşünmeye başladım. 5 dakika geçti bu şekilde. 5 dakika sonra kapı açıldı ve içeriye birisi girdi.
-gözlerini çöz karaktersiz. bu ses hiçte yabancı gelmiyordu.
-ananı çözüp gibtim efendim. dedikten sonra yanıma gelip gözlerimi çözdü. en son gelen kişinin kim olduğunu anlamaya çalıştım ama bana çok uzaktaydı. ayrıca gözlerim öylesine kamaşmışdı ki sadece o kişinin bir gözünün kapalı bir gözünün ise açık olduğunu farkedebildim.
-hoşgeldin pazarda dildo satan adam dedi bana. buraya geliş amacını birazdan öğreniceksin ancak öncelikle senden bişey isitycem. inci sözlüğe girip nickaltına bir veda entry'si giriceksin ve ardından hesabını silicez dedi.
ben şaşırmıştım neden diye sordum, neden hesabımı silmemi istiyorsunuz?
-çünkü burda anlatacağımız şeylere ve senin bunlara itaat edip etmemene göre incideki geleceğin belli olacak dedi. ne demek istediğini anlamıyorum dedim. sadece yaz dedi lütfen bize zorluk çıkarma.
ben başıma kötü bişey gelmesinden korkup dediğini yapacağını söyledim. ancak dedim sen kimsin sesin hiçte yabancı gelmiyo?
elinde bilgisayarla uzun saçlarını sallaya sallaya, tek gözüyle baka baka yanıma doğru yaklaştı. onun kim olduğunu farkettiğimde ağzım sanıyorum çenemden ayrılmış olabilir. evet bu serkan inci'nin ta kendisiydi. sakın soru sorma ve dediğimizi yap dedi. ben şaşkın bir biçimde söyledikleri gibi silik olmamdan önceki son entry'mi:
(bkz:
pazarda dildo satan adam/#55368383)
girdim ve o anda yeniden ağzıma uzanan bir çift el beni bayıltmıştı.
buradan sonra zaman kavrdıbını tam hatırlamıyorum beyler kusura bakmayın:
uyandığımda karşımda serkan inci oturuyordu. yanında da karaktersiz adam bir koruma gibi duruyordu. ben bir şey diyemeden konuşmaya başladı serkan:
- bak pazarda dildo satan adam öncelikle seni buraya bu şekilde getirdiğimiz için kusura bakma. ancak sen seçilmiş kişisin ve sana bazı şeyler teklif edicez eğer kabul edersen bizim için çok önemli bir kişi olarak burdan sağ salim çıkacaksın dedi.
- ya kabul etmezsem?
-ananı kabul etmeyip gibtim, dedi karaktersiz adam.
-bi daha sözümü kesme diye sert bi şekilde bağırdı sekan karaktersize. bunu daha sonra konuşuruz dedi. sana teklifimiz şu, biliyosun inci yazarlarının çoğu da biliyo zaten ifşa olduk sözlükte yeterince. inci sözlük illüminati'yi türkiye'de yaymak için kurulmuş bir sözlüktür. ve tek amacımız illüminatiyi bu ülkeye tanıtmak ve sevdirmektir. zor bir görevimiz var. bu görevi başarmak için elimizden geleni yapıyoruz. ancak senin yardımına ihtiyacımız var senin sözlükteki ününü kullanmak istiyoruz. bize katıl ve bu amaçta beraber yürüyelim. eğer kabul edersen mod olacaksın ve gizli mabedimize seni de alıcaz. çok şey öğreniceksin. hatta o kadar çok şey öğreneceksin ki bu öğrendiklerin yüzünden kafayı yiyip karaktersiz adam gibi bile olabilirsin.
demek karaktersiz adamın karaktersiz adam olma hikayesi buymuş diye geçirdim içimden.
-evet cevabın nedir bizimle birlikte illüminati'yi yayma misyonunu üstleniyo musun?
-hayır dedim, cevabım açık ve netti. sizin gibi dünyanın içine etmeye çalışan insanlarla asla birlikte olmam.
-ne kadar da salaksın dedi serkan, tahmin etmeliydim. cebinden telefonunu çıkarıp yollayın onları dedi. oda açıldı ve içeri yaklaşık 20 tane liseli ergen aşağıdaki marşı söyleyerek akın ettiler:
http://inciswf.com/1307405413.swf
arkadaşlar senin kararını bir kez daha gözden geçirmeni sağlarlar dedi serkan ve odayı terketti. evet tam 20 tane liseli ergen saatlerce anan zaa diyerek işkence ettiler bana üstüme üstüme geldiler. çok yorulmuştum çıldırmak üzereydim artık o an kendiliğimden bayılmışım ne zaman uyandığımı hatırlamıyorum.