+1
-3
Bir golle sampiyonun belirlendigi bu ligde, gercekten cok zor bir deplasmandan, bir kisi ekgib kalinmasina ragmen alinan 1 puan, iyi puandir.
Karabuk iyi takim, iyi oyunculari var ve gayet iyi organize oluyorlar. Onlari deplasmanda yenmek her takim icin cok zor. 10 kisiyle yenilmemek, gayet iyidir.
Fatih Terim gayet iyi is cikardi, oyuncu degigibliklerinin tumu dogruydu, ( deumi ye su vermesi de cok centilmenceydi, cok hosuma gitti ) elestirilmesinin insafsizlik oldugunu dusunuyorum.
Uzaktan atilan sutlar haric, pozisyon vermedik.
Muslera ve Ufuk inanilmaz buyuk iki hata yaptilar, iki kalecin bu kadar kotu oynarken, yenilmemen bence buyuk is.
En onemlisi ekgib de kalsak, kotu de oynasak, takim cabuk cozulmuyor, bir direnc gosteriyor.
Oyunu begenmedim ama 14. dk da ekgib kalmak bence bu kotu oyunun ozurudur.
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir Galatasaraylıyım.
Geçmiş olsun. Biraz kötü futbol ama asıl şaşırtan Terim'in sezon başında istediği ne varsa hiçbirinin olmadığı bir maç (hırs - impulse - takım ruhu - yenilgiyi kabulenmeme diyorduk/ erken geri çekilme, rakibin 13 faulüne 1 faul, Terim'in delirdiği hakem hatalarına bile tepki vermeyen futbolcular, 1-0 öndeyken 5 dakika top çevirip oley çektiren Karabük gördük).
Bence Terim hocalık hatası değil ama takdir hatası yaptı. Muslera çıktıktan sonra adam azaltma tercihini yaratıcı adamdan ya da koşan adamdan yana kullanacaktı.
Riera'ya alınca anlaşıldı ki öncelik defansif. Buna kimsenin itirazı olmaz ama takımın 1 ekgib adamı herkesin % 10 fazla koşarak kapatması kaydıyla. O zaman maçı tutar, ortada basıp alan daraltan adamlarla mukavemeti arttırabilirsin.
Oysa Kazım, Selçuk ve Elmander ne koştu ne insiyatif aldı. O sebeple de Riera değişikliği boşa gitti çünkü eğer bu maç kazanılacaktıysa ancak sürpriz top çıkartacak oyuncularla kazanılabilirdi. Riera, Sercan ve Melo'dan biriyle (şimdilik Selçuk değil çünkü Trabzon'da 2 yönlü oynarken bizde ilk 3 maçta sadece defansif oynadı).
Neyse bu bir tercihtir buna birşey diyemeyiz ama ikinci yarı başladığında hoca bu sefer yaratıcılıktan 1 doz eksiltip, koşan kontenjanından ekleme yaptı. Ben bunu maça yatmak olarak yorumladım. işte bu noktada Terim'le hemfikir olamadım, çünkü bu maçta 1 gol yemeden maçı bitirmek çok zordu, bizim tüm planı ite kaka bir gol atmak üzerine kurmamız lazımdı.
Hadi Riera çıktı, ikinci yarı kazanmak isteseydik Sabri değil Baros girmeli ve Kazım alınarak, gerekirse şişirme oynamaya geçilebilirdi. Çünkü Selçuk ve Melo gibi uzun oynayacak, Ulfaluji ve Sercan gibi gerektiğinde kanattan çıkacak adamlar vardı.
Oyuncu açısından bakarsak, Muslera hatalı olabilir ama Ufuk ve Aykut varken seçeneksiz. Ufuk kalede olduğu sürece topu her alan 30-40 metreden şansını deniyor. Yediği golü iyi yer tutan makul kaleci yemezdi, hala geçen sene Bursa maçındaki Wederson golünün izleri var. Keza Ufuk oyun kuramıyor, atağa kalkarken ayağında çok top tutup bütün hızı kesiyor.
Maçın 3 adamı bence Gökhan Zan, Selçuk ve Hakan Baltaydı. Balta, geçmiş yılı bütün pgibolojik yıkımını üzerinden atmış ve cool bir top oynarken ilk kez bu maç hücum ağırlığını arttırdı. Bence takımın en iyisi ve Melo ile en bilinçli oyuncusuydu.
Selçuk bu maçta hiç insiyatif almadı, özellikle 2.yarıda topa girmedi bile. Eboue sakatlanma pahasına didinirken...
Zan ise aslında mekanik bir topçu olduğunu ve gerçek futbol zekası olmadığını gösterdi. Kale alanı içinde yanlış kaymalarını, ters ayakta kalmalarını, indirip yumuşatacağı topları tribünlere savurmalarını bıraktım; maçın + 3 bölümünde Karabük ceza sahsı içinde kendii bırakması, top bizdeyken oyunun soğumasına, 1.5 dakikanın erimesine ve maçın ortada hakem atışıyla başlamasına sebep oldu.
Peki sakat mıydı ? Hayır. Çünkü hakem gelir gelmez doğruldu ve yürüdü. Normal şartlarda oyunun ortasında rakip atağa kalkmasın diye yerini kaybeden her defans oyuncusunun yaptığı bir manyeli yaptı ama kaçıncı dakikada olduğunun ve topun kimde olduğununu farkında değildi. Bu da bana Zan'ın aslında hiç de zeki olmadığını düşündürdü. Bu takım 4 yıldır zeka sorunu yaşayan topçulardan çok çekiyor çünkü.
Tümünü Göster