1. 26.
    0
    atatürk tüm kulüplere aynı davranmıştı ya da beşiktaşlı idi savını ortaya
    atanlara son olarak şunu yazmama izin veriniz: o karşıyaka kulubünün
    defterine duygularını yazmıştı, altay kulübünde de aynı şeyi yapmış, bir de
    maçını izlemiştir. beşiktaşlı'ları evinin camından seyretmiş, onlarla bir
    kez konuşmuş, galatasaray'ın maç davetine teşekkür mektubu yazmış, bir kez
    maçını izlemiş güneş kulübünün iki kez çayına gitmiştir. tüm bunlar onun
    türk gençliğini türk sporcularını ve spor kulüplerimizi ayrı ayrı çok
    sevdiğini gösteriyor. zaten türkiye cumhuriyetini gençlere emanet edişinden
    de bu özel sevgi ve güven anlaşılabilir. ancak aynı atatürk'ün
    fenerbahçe'ye olan sevgi ve muhabbeti bir üstünlük apayrı bir özellik
    taşımıştır. çünkü fenerbahçe kulübü'nü ziyaret etmiş, hatıra defterine
    duygularını yazmış, maçına gitmiş yaz balosuna katılmış, yangından sonra
    kulübüne maddi yardımda bulunmuş, yalova termal'deki gösteri maçına
    fenerbahçe su topu takımını davet ettirmiş, stadına büstünün konmasına izin
    vermiş, fenerbahçe kulübü mensuplarının deniz sporları ile iglilenmesi
    isteğini dile getirmiş bu konuda direktif vermiştir. herşeyden önemlisi tüm
    bunları hiç hesaba katmamıza gerek bırakmayacak şekilde iki kez
    fenerbahçeli'liğini deklare etmiştir. atatürk'ün hala beşiktaşlı olduğunu
    savlayanlara ya da onun kulüpler üstü sayılması gerektiğini yazıp çizenlere
    bugün ne dememiz gerektiğini siz değerli okuyuculara bırakıyorum. eskiden
    bu kişilere kulüpçü denirdi. bunların yaptıkları gerçekten de tam bir
    kulüpçülük...

    galatasaraylı haluk san ile fenerbahçeli rüştü dağlaroğlu spor tarihçileri
    olarak " türk futbol tarihi" adlı kitabın hazırlanması sırasında
    dağlaroğlu'nun taksim'deki evinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. bu
    çalışmalardan birinde haluk san, dağlaroğlu'na , " atatürk'ün fenerbahçeli
    olduğunu biliyor muydun? " diye sorduktan sonra ruşen eşref ünaydın'dan
    duyduğu atatürk'ün ben de fenerbahçeliyim dediği anektodu anlatmaya
    kalkınca, dağlaroğlu "bunu bize 1951'da atina'da kendisi anlatmıştı. benden
    başka salonda diğer atletler de vardı" demiştir. bu olayı rahmetli rüştü
    dağlaroğlu'nun oğlu müjdat anlattı. kendisine bu yazıda verdiği bilgiler
    için şükranlarımızy sunarız.

    copyright © 1907-2003 fenerbahçe spor kulübü
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster