1. 501.
    0
    erhan bana sarıldığında onu koruduğumu onun üzülmemesi için tüm bu olup bitenleri ondan sakladığımı düşünüyordu. bunu bana sımsıkı sarılışından anlayabiliyordum. o da içten içe dua ediyordu daha fazla şeyin ortaya çıkmaması için. o pınarla mutluydu ve aralarına en ufak bir karanlığın girmesini istemiyordu. bu kadarı bile ona fazla gelmişti.

    diğer taraftan ben garip bir rahatlık seziyordum içimde. hem de hiç rahat olmamam gereken bir durumdayken... hala erhana söylediğim yalanları -aslında ona yalan söylediğimi kendime bile itiraf edemiyorum hala o yüzden sakladığım gerçekleri desek daha mutlu olurum- içimde tutuyordum. bir taraftan da aysun'a güvenimi boşa çıkarmadığı için daha farklı bir gözle bakmaya başlamıştım. erhanla sarılırken aysun'un gözlerine baktığımda gözlerinin içindeki gururu ve mutluluğu sezmiştim. o da mutluydu olayın kötü sonlanmadığı için. benim ona duyduklarımı bilmediği için sırf erhan mutlu olduğu için mutluydu belki de...

    şu duygu seli dakikaları bittiyse bana biriniz kahve koycak mısınız? diyerek araya girdi aysun. elinde benim kahvemi içtiğim kupa fincanını sallıyordu...

    gülerek bıraktık birbirimizi erhanla. ev sahibi sensin amcaoğlu ben de şimdi bir mutluluk kahvesi içerim diye kitledi bana sonra erhan.

    aysunun elinden kupayı almak için erhanın yanından geçerken erhan da benim kalktıgım koltuga oturdu. aysun kupayı verirken göz kırptı bana her şey yolunda der gibi, ben de gülümsedim. ben mutfakta kahveleri hazırlarken erhanla aysun bir şeyler konuşmaya başladılar. bir şey duyamıyordum ama adımın geçtiğini anlayabiliyordum. içeri girdiğimde aysun;

    erhan bizi yakıştırmış ne dersin bi düğün daha mı? diyerek gülmeye başladı
    ···
   tümünü göster