1. 426.
    -1
    o sırada biraz ikna etmeye çalıştım erhanı. gelmesin her taku anlatıcam falan demiştim ama ikna olmadı bin. ben de bi şey anlatmamaya karar verdim. aysun geldiğinde vereceği tepkiye göre davranırdım ama o gelmeden konuşursam, yalan söylesem bile aysun aynı cevapları vermeyecekti. o yüzden suçlu durumuna düşecektim otomatikman. gizlediğim bir şeyler olduğu ortaya çıkacaktı.

    sustum. bir kaç soru sordu, geçiştirdim. pınarla mutlu musun diye sordum,

    pınar dedi... bir şeyler olduğunu o da sezmişti ama muhtemelen konduramıyordu. ya da düşündüğü şeyler o kadar karışıktı ki o bile anlam veremiyordu...

    pınar? dedim

    eskisi gibi değil sanki dedi

    nasıl yani lan daha yeni evlendiniz?

    evet dün evlendik. ama ne bileyim amcaoğlu dün gece çok karıştırdınız kafamı... anlatsan neler olduğunu ben de rahatlicam ama anlatmıyosunuz! tanere sordum, noldu dedim, erdem niye dövdü seni sen niye karşılık vermedin dedim sustu. sana soruyorum susuyosun. pınara sordum bütün gece surat yaptı döndü arkasını uyudu... inanabileceğim bir söz bile yok ortada amcaoğlu, ne yapıyım söyle? nasıl davranıyım?

    haklıydı. tek söz söylemeye yüzümüz yoktu çünkü... taner, aşıktı söylediğine göre... aşktan yapmıştı ne yaptıysa... pınar, mutluydu erhanla. mutluluguna gölge düşsün istemiyordu... o da haklıydı.

    ben? haksızdım. belki de bu durumda haksız olan tek kişi bendim. erhana yalan söylememiştim hiç. söyleyemezdim de artık. hele böyle bir durumda, sadece susabilirdim. mutlu olması benim gözümde en iyisiydi, ama mutlu da değildi... her şeyi aslında yüzüme gözüme bulaştırmışım farkında değildim... yine de susmalıydım. içimden, aysun geldiğinde o anlatırsa anlatsın deyip sigara yaktım...

    derken kapı çaldı
    ···
   tümünü göster