1. 51.
    0
    @1

    • **özet***
    alayına comolokko
    • **özet***

    ateistlik, ilericilik miymiş? allah allah? sorun sence bi tanrının varolması ile mi alakalı yoksa açları kayırmalı ve etik anlayışımızı mı değiştirmeliyiz? senin de o şakirtler kadar gözün kapalı. az baudrillard tavsiye ediyorum sana. bi hiperrealitenin içinden çıkmış olduğun gerçeği başka hiperrealiteye girmediğini göstermez. inatla tanrıya inanmakla, inantla tanrının varolmadığına inanmamak arasında fark yok.

    daha okuman lazım. baya okuman lazım hem de.

    agnostiğim ve soruyorum:

    ateizm tanrı olgusunu bilimle çürütüyor ve bilim de gözleme dayanıyor, gözlem denen şey ise algının sonucu. peki insanlığın ortak algısına nasıl güveniyoruz? maddenin özüne nasıl ulaşabiliriz? nesneler ve olaylar sadece algıdan ibarettir, bunun daha derininde birşey arasak bile bulamayız. "şey"lerin özüne temas etmekten mahrum olan ve yaşadığı hayatla alakalı sadece 4 boyut algılayıp 13 boyut kurgulayabilen insan, sonsuz boyutlu olma ihtimali olan evrende bir yaratıcının faal olmadığı konusunda nasıl kesin sonuca varabilir? "yoktur" demek "vardır" demek kadar farazi değil midir?

    çoğu zaman rüya görürken gördüğümüz şeyin rüya olduğunun farkında olmayız, çok az insan bunu becerebilir. ya bir tanrının var ve hakim olduğunu biliyorsak ama bildiğimizi bilmiyorsak? tıpkı rüyadaymışız gibi, etrafımızdaki gerçeklik örgüsünün dışına çıkıp oradan bulunduğumuz noktaya bakan bir farkındalık belki de bize bildiklerimizin tam tersini kanıtlayacak?

    aslolan tek şey bilinmezliğin kendisidir. bunun dışında kalan materyalist bakış, günlük hayata dair pragmatik bir adımdır sadece. dua etmenin kafana tesadüfen yıldırım düşmesini ya da sana araba çarpmasını engelleyeceğini düşünmezsin, çünkü fiziksel ve standart doğa olayları kendi gerçekleşme alanlarını kapsayan düzleme dahildir ve mevcut tecrübeler daha dışarılıklı bir unsuruun müdahalesinin farazi olduğuna işaret etmektedir. buraya kadar pratik kabuller sıkıntısız işlerler. ama algı ötesi bir düzlemin varlığı ve işleyişi her zaman muamma olarak kalır bu düşünüş tarzında bile.

    ayrıca tanrı olgusunun olmadığı bir metafizik de mümkün. örneğin: matematik sınırındaki hemen herşey böyledir. klagib euclid uzayının noktalardan oluştuğunu ve bir koordinat düzlemi meydana getirdiğini söyleyebilmek, bilinçli bir yaratıcının varlığına gereksinim duyulmaksızın materyal olan cismin üzerinde bir kavramlar öbeği hakkında yorumda bulunmaktır. öte yandan bunlar da sadece kabuldür ve farazidir.

    matematiğin ve kuantum fiziğinin günün birinde birşeyleri açıklığa kavuşturacağına güvenmek ise, en azından şimdilik, sofu bir müslümanın cennete gideceğine inanması gibi, evrendeki bilinmezler yığınının acımasız duruşu karşısında naif bir tavırdır sadece.

    saygılar

    (din olgusunu çürütmek şüphesiz tanrı kavrdıbını çürütmekten nisbeten daha kolay tabi, çünkü din denen şey bilinmezliğin tam tersini savunur ve aşırı bir bilinirlik iddiasındadır. kurum olan din tarafından bilindiği ortaya atılan bilgilerin yanlışlanması, din kurumunu zorda bırakacaktır haliyle... ama tanrı konusundaki açmaz, varlığını ve gücünü korur.)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster