kaybedenler kulübü

yani fena film değil.. bence kaybedenler olmasının sebebi hayatta idealleri yoktu amk. iyi müzik dinleyip iyi içkiler içip çatır çutur kız gibmekten ibaretti onlar için hayat. diğer insanların sıkıntıları vardı onların ise sıkıntıları yoktu. sadece yanlızlıktı sıkıntıları ve amaçlarının olmamasıydı.. biri anasını yitirmiş diğer kapalı kız büyük ihtimal ana baba baskısı görüyordur taksiciler yaşam sıkıntısı falan.. ne oldu farklı yollar çizdiler mete ov yeah dedi ben bunu yapacam hayatın anlamı bu dedi kaan ov yeahh ben bunu yapacam hayatın anlamı bu dedi.. o zaman onlar için kaybedenler kulübü bitti * o kapalı kız halen kaybediyor o anası ölen çocuk halen pert o taksiciler halen taksici ve sıkıntıları var.. tam kaan'ın anlattığı kazanıpta kaybeden kral onlar işte, hiçbir sıkıntıları yok zaten bence sorunlarıda o sıkıntıları yok amk hastalık hastası gibi birşeyler *

bence sona erdirmeleri o kadar dinleyiciye ayıp oldu. şuna benziyor yaptıkları; biz kız size blow-handjob karışık ortaya birşeyler yapıyor siz tam ah uh deyip kasılmaya başlarken tam geleceksiniz kalkıp gidiyor sizde komple bir yannan olarak ortada kalıyorsunuz bunun gibi amk.. he ben dinleyicileri değildim film sayesinde haberdar oldum..

tekrar söylüyorum fena bir film değil uzun diyaloglu filmleri severim. bence türk sinemasında kendisine ait biryeri olacak bir film..

edit: ayriyeten bu kim lan bu erol egemen? muhabbeti galiba bu film çıktıktan sonra liseli ve amele tayfasını çok ayıklamış diyorlar herkes kişisel ileti olarak falan kullanıyormuş ekşici binlerden okudum.. herkes mi nefret eder la ergenlerden *