-1
@96 diyanette ne diyo sevaplarla ödenir mi diyo sığır?
kul hakkını, hak sahibi bağışlamadıkça allah’ın bağışlamayacağını bilelim. yazmış adam kocaman.bu şart dan sonrası senin anlattığın. önce bi okumayı öğren amk.
---
kadının dövülebilmesi dediğin şey tesfir hatasından başka bişey değildir.ve farkettiysen bütün tesfirlerde böyle geçmez.
islâm’da miras, şahısların ihtiyaç ve mesuliyetine göre taksime tabi tutulmuştur. anne, eş, kız çocuk veya kız kardeşin geçimi, kendisine ait olmayıp; oğul, koca, baba veya erkek kardeşin sorumluluğundadır. kadın çoğunlukla kendisi dışında başkalarının geçimini sağlamakla da mükellef değildir. erkek ise bütün durumlarda eşinin, kızının, annesinin veya kız kardeşinin geçimini sağlamakla mükelleftir. erkek, ailesinin resmî hamisidir ve bütün maiyetinden sorumludur. bu sebepledir ki, “nimet, mesuliyete göredir.” kaidesine uygun olarak, eşinin, kızlarının, annesinin ve gerektiğinde kız kardeşinin nafakasını sağlamakla mesul olan erkeğe, böyle bir sorumluluğu olmayan kadının payının iki misli pay verilmiştir. anladın?
“eğer iki erkek bulunmazsa, şahitlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve biri unuttuğunda diğerinin ona hatırlatması için iki kadın yeter.” denir.
islâmî bir toplumda kadın, erkeğe nazaran daha az çarşıya-pazara çıkar, başkalarıyla karşılaşır ve muhatap olur. onun en büyük ve en değerli vasfı, anneliktir. dolayısıyla islâm, toplumda iş bölümünde haricî işleri, evin geçimini daha çok erkeklere yüklerken, kadının, belki dıştaki işlerden çok daha önemli olan ve kadın fıtrat ve pgibolojisine çok daha uygun düşen, evin düzeni, bakımı ve çocukların terbiyesiyle meşgul olmasını tercih eder. bu, mutlak bir mecburiyet olmayıp, bir tavsiyedir, bir tercihtir. dolayısıyla kadın, dışarıda cemiyette cereyan eden hadiselere daha fazla şahit olmaz. zaman zaman çarşıya pazara çıksa da, yapılan alışverişler ve olup biten hadiseler, asıl meselesi olmadığı için onun dikkatini fazla çekmez.
pgibolojik hafıza kanunlarına göre de, insan bir hadise ile ne kadar çok karşılaşırsa hadise, o derece hafızasına yerleşmiş olur. insanın, az karşılaştığı, seyrek müşahede ettiği hadiselere dair hafızası zayıftır. bu türlü hadiseleri sonradan bütün yönleriyle hatırlamak ise daha zordur.
---
köleliği kaldırdım dağılın dememiş ama daha güzel bi yolla bunu söylemiştir.
allah peygamberin yaptıklarını örnek kılmış ve adını sünnet koymuştur. peygamberimiz kendisine önceden hediye edilen köle zeyd bin harise yi serbest bırakmıştır. zeyd kendisi ayrılmak istemeyince onu evlatlık edinmişdir.
ve buna uyan müslümanlardan köle sahibi olanlar onları azad etmiş köle olan müslümanlar ise sahiplerinden satın alınarak azad ettirilmiştir. dikkatini çekerim islamda hak o kadar önemidir ki müslüman köleleri alacak güçleri olmasına rağmen onları sözde sahiplerinden bile parayla almışlardır.
---
bizi tanri yarattı diyince utanç duyuyosun da maymundan geldik diyince gururlanıyo musun? aferin olm. aferin.good boy.
bari bu sefer okuyupta cevap ver.
Tümünü Göster