1. 551.
    +1
    #106

    imzalar atıldı gelinle damat ilk danısını yaptı sonra insanlar dans pistine çıktı bende masaya oturdum dans edenleri izliyorum güya ama beyin tamamen denizde ki bundandır denizin gelipte yanıma oturduğunu fark edemiyorum.

    ne kadar süredir böylesin?
    nasılım?
    koltuk değneği diyor.
    anlatıyorum ameliyatı, yatma dönemini, hala devam eden fizik tedaviyi vs. vs.
    neden haber vermedin? diye soruyor üzgünle sitemkar arası karışık bir sesle.
    ne diyecektim diyorum ve zaten her şeyi fade ediyor.

    sahiden denizi arasam ne diyecektim deniz'e? o olmadığı zaman ara sokaklarımın hepsinin çıkmaz yolla bittiğini mi söyleyecektim yoksa güneşin denizden doğup denizden batmasına alışan bünyemin çok uzun süredir karanlıkta olduğunu mu söyleyecektim? beraber olduğum başka kadınlara onun adıyla hitab edecek kadar ruhuma sindiğimi itiraf edecektim yoksa özledim kelimesinin bana yetersiz geldiğini, her bir sonsuz noktası kadar özlediğimi ve kelimenin bittiğimi anlatacaktım? sahi, insan kendinden fazla severken terk ettiği sevgilisini ararsa bir gün ne demeliydi?

    en azından ameliyatı söyleseydin, yardım edilecek bir şey olurdu belki dedi sesindeki kırıklığı gizlemeye çalışarak.
    uzaktaydın ya, endişelendirmek istemedim dedim biraz da çekimser olarak.

    sonuçta bilemezdim, belki de endişeleneceği biri bile değildim artık onun için. bir an bu düşünce canımı o kadar çok yaktı ki, büyük bir hışımla önümdeki içeceğe uzandım diktim kafaya. 2 senede çekmediğim acıyı denizle yüzleşince, aslında hayır dımdızlak bir biçimde yarı yolda bıraktığım kalbimle yüzleşince çekiyordum.

    hep en iyisini bilirsin zaten dedi duygusuz bir ses tonuyla.

    gözlerine baktığımda bir şeyler ölüydü sanki onun gözlerinde de, tıpkı benim gibi bakıyordu o da bana. ekgibtim işte amk, yoktu ötesi ve beni tamamlayabilecek tek parça 1 metre yanımda oturuyorken uzanmaya hakkım yoktu. hadi ben ekgib kalmayı hak ediyordum da o'nun ne günahı vardı da bende bütünlemeye çalışıyordu kendini amaçsızca...

    ayağım böyle olmasa seni dansa kaldırırdım, malum zor bu haliyle sıkılmanı istemezdim dedim gerçekten içten gelen bir gülümsemeyle.

    uzun uzun baktı bana ve;

    ne zaman sıkıldım ki yanında şimdi sıkılayım utku. dedi.

    biz birbirimize bakarken başak ve kaan geldi masaya, onlarla muhabbet ettik ama ikisi de farkındaydı ki ne ben ne de deniz dinliyorduk onları, duymayı istediğimiz tek ses birbirimizinki, görmeyi istediğimiz tek göz birbirimizdekiydi...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster