0
ilkokul 5 tesiniz.. sabah annenizin zorla yaptırdığı kahvaltıdan muzu yiyip sıyrılmışsınızdır, okula gelirsiniz etrafta koşuşturan binlerin arkasından istemsizce sizde koşarsınız, derslere girer çıkarsınız , acıkınca çantanızdaki sarelleli ekmeği ve vişneli meyve suyunu* içersiniz, yersiniz. işte korkunç sonunuzu hazırlayan yapmamanız gereken işin temelini atmışsınızdır. artık tutulamayacak bir taka sahipsiniz. önceleri pek umrunuzda olmaz ama gittikçe bağırsağınızdaki kıpraşmalar artar. yedikten sonraki ilk tenefüs ertelersiniz bu zamana kadar evinizden başka yere sıçmamışsınızdır, tenefüste dışarı çıkıp yürüyerekten açık havada ostura ostura yürürsünüz, dıbına kodumun binleri 10 dakkalık tenefüste hemen futbol oynamaya başlamıştır, gelsene lan diye seni de çağırırlar, ama olmaz! daha fazla hareket yaparsan altına sıçarsın, 'yok olum halim yok siz oynayın' dersin ama halden anlamaz o huur çocuu pis faşist 'olum gel bari kaleye geç dıbınaakkeeem' der. 'yok olum lan ödevimi bitircem ben yapmadım dün' dersiniz ordan uzaklaşırsınız arkanızdan 'ne ödevi leeen' diye bağıran bebeyi duymamazlıktan gelerek. derse girersiniz , oturduğunuz tahta sıra* yı bırak yerden, taştan gelen soğukluk ayağınızı üşütür oda bağırsaklarınızın çalışmasını hızlandırır, kolunuzu sıraya dayarsınız başınızı kolunuza koyarsınız, ve yere değmeyen ayağınızı ileri geri sallarsınız,, artık dayanılmaz bir hal almıştır, önceki tenefüs ne tak yemeye sıçmadığınızı kendinize sorarsınız.. klagib hocamız 5 dakka sonra olum neyin var der 'lan dıbına kodumun salağı elli saattir yatıyom ne anlayışsız karısın takum var amk takum vaar!' demek yerine ' örtmeeniim karnım ağrıyoo' demeyi seçersiniz, hocada iyi bakalım git bi tuvalete elini yüzünü yıka der, en arkada oturan huur çocukları laf atar 'sıçıklı sıçıklı', sınıf anlamsızca size bakarak güler 'hayırdır amk siz sıçmıyonuzmu amın feryatları' diyemessiniz tabi başınız önde eliniz karnınızda çıkarsınız sınıftan. koridorda yürürsünüz boş ama gürültülü koridor*.. tuvalete varırsınız yerler çamurludur hep en sağdaki lavaboda musluğa takılı mavi bir hortum vardır hatta, standarttır bu.. 5 tane kabinden ikisinin kapısı kırıktır, ikisindede tak vardır, size taksuz ve peçetesiz kabin düşer, yan kabinden ruloyu kapar zütürürken tuvalete giren velen napıyon len der giblemeden devam edersiniz işinize.. klozet yoktur alaturkadır tuvalet, o belinizi sıkan pantollonu dizinize kadar indirirsiniz donunuzla birlikte , çökersiniz patlatırsınız ilk parti kokudan ortalık geçilmez, önlemeninde yolu yoktur, az önceki velet 'öööö' diyerek çıkar tuvaletten, suratınızda o saçma tebessüm belirir utanmanız gerekirken, bacağınız öyle durmaktan karıncalanmaya başlar kan gitmesi için saçmasapan hareketler yaparken getirdiğiniz ruloyu deliğe düşürürsünüz takların kucağına, o an yannanı kısmen yediğinizin resmidir ama bu sefer kurtarıcımız annemizin züt cebimizde koyduğu selpak olucaktır.. ama ondan önce zütteki o taktan kurtulmak lazım musluğa bağlı olan küçük hortumun kafasını yarısına kadar tıkayarak züt deliğinize talzikli su püskürtürsünüz, eğer arkanızı dönerseniz duvara yapışmış takları görebilirsiniz, o on selpağın onunuda kullanarak zütünüzü kurularsınız, ellerinizi yıkarken zil çalar, kimseye hesap vermeniz gerekmez bahçeye çıkar bulduğunuz ilk kutu kolayı ezip diğer elemanların gelmesini beklersiniz...
Tümünü Göster