dayanamıyorum herşeyi anlatıyorum en başından

biraz ilerledikten sonra bir kafeye oturduk. biraz soğuk bir muhabbet vardı aramızda sanki. gereksiz şeylerden bahsediyorduk sahte gülüşler vardı hep. kahvelerimizi içtik hesabı ödedim kalktık. biraz yürüdük sabah hava durumunu izlemiştim yanıma şemsiyemi almıştım. yağmur yağmaya başladı. şemsiyeyi açtım yürümeye başladık fakat şemsiyeye ikimiz sığamadığımız için o benim koluma girmek zorunda kaldı öyle yürürken bu meşhur falcı çingenelerden biri geldi yanımıza ve

-alasın şu güzele bi çiçek dedi

(kız biraz utandı)

-ha yok biz arkadaşız (dedim)

-aa nede yakışırsınız birbirinize dedi ve kız iyice yerin dibine göçtü

gülü almak zorunda kaldım kıza verdim utangaç bir yüzle gülü kabul etti.

saat ilerlemişti yağmurun dinmesini beklemek için bişeyler yemeye oturduk bir kafeye.