1. 351.
    +2
    #79

    önümde iki yol vardı. birinci yol maça gitmeyip denizle konuşmaktı diğer yolsa maça çıkıp denizden kopmaktı. iki yolun sonu da acı verecekti çünkü denizsiz bir hayatı düşünemiyordum ama basketbolda benim çocukluk hayalimdi. önümde düşünüp karar vermem gereken upuzun ve aynı zamanda kısacık bir 24 saat vardı. sabah uyandığımda kararımı vermiştim, maça gidecektim. madem gitmek istiyordu deniz, zorla tutamazdım sevse kalırdı diye düşünmüştüm. bu kararımı başak ve kaan'a söylediğimde ikiside tabiri caizse ağzıma sıçtı. bir süre evde oyalandıktan sonra çantamı hazırladım ve erken çıktığım için sahaya kadar yürüdüm. maç öncesi ısınmaları yaptık, koç gerekli taktikleri verdi ve biz maça çıktık. ilk çeyrek baya iyi başlamıştık öndeydik. ara verdiğimizde koç bizi tebrik etti ve bir değişiklik yapmadı. o arada kaan ve başak'ın geldiğini gördüm ama bir ekgiblik vardı deniz yoktu... ikinci çeyreğin bitimine 1 dakika falan kala karşı taraf bana faul yaptı ve serbest atış kullanacaktım. bir uğurum vardı denizle tanıştığım günden beri, her serbest atıştan önce ona öpücük gönderirdim. kafamı alışkanlıkla tribünlere çevirdiğimde deniz orada yoktu ve acı gerçek dank etmişti bana, yanlış kararı vermiştim. dünyam yanımda olmadığı sürece hayallerimin de bir anlamı yoktu çünkü...
    ···
   tümünü göster