1. 76.
    0
    Dispanserden cıktıktan sonra kaldığımız pansiyona kadar yürüdük, Ezgi de bizimle birlikte yürüdü.
    Herhangi bir sağlıksal problemim görünmüyordu yalnızca olayın şokundan çıkmam,
    ve verdikleri ilaçların tesiri geçmesi adına beni müşahade altında tutmuşlardı.
    Onla birlikte yürürken hala verdikleri narkozun etkisinden midir bilmiyorum ama
    kaldırımlar, yoldan geçen insanlar hatta arabaların egzoslarından çıkan dumanlar bile gülümsüyordu
    yüüzme.. Pansiyona gidene kadar yüzlerce kez, içimden cümle kurdum tasarladım, düzenledim,
    dudaklarımdan dökebilmek için Tanrıya yalvardım ama bir türlü söyleyemiyordum..
    Altıüstü akşam iskeleye gelirmisin diyecektim yada
    iskelede benimleoturmak istermisin?,bu akşam iskelede dondurma yemeye ne dersin?,
    iskelde...
    Pansiyona çok yaklaşmıştık, söyleyemeyeceğim diye korkmaya başladım sanki altımdan kaldırım taşları akıyor ve bizi
    hep birlikte hızla pansiyona doğru çekiyordu, daha yavaş hareket edebilmek için belki üç defa
    bağcığım çözüldü diye eğilip bağlamaya çalıştım..ama nihayi sonuç hüzündü pansiyonun kapısının önüne
    gelmiştik..ve ben bundan sonra ne olacağını bilmiyordum ..
    annem: yavrum buyur çıkalım bir şeyler hazırlayayım size. dedi
    işte bu! dedim. içimden annem benim yaaa !
    Ezgi yine gülümseyerek konuşuyordu ve o konuşurken zamanın ezberinin bozulduğunu düşünüyordum..
    daha mı çok hızlanıyordu ne ?!
    Ezgi:annem çok merak eder isterseniz ben gideyim umarım yarın tekrar sizi görmeye gelirim. dedi
    Ve biraz sonra küçük adımlarla yanımızdan uzaklaşmaya başladı.. öylece durdum onu seyrediyordum buz pateni yapan küçük bir kız gibi
    yürümüyor akıyordu sanki ve uzaklaştıkça avucumda eriyen küçük kar taneleri gibi yok oluyordu.. birazdan köşeeyi döndüü
    ve kayboldu.
    ···
   tümünü göster