1. 26.
    0
    kulağıma dispanser odalarının vazgeçilmezi ilaç firmalarından alınmış promosyon duvar saatinin dandik mekanizmasından
    fırlayan çat çut sesleri doluyordu.. gözlerimi hafifçe araladım hani o türk filmlerinde gördüğünüz bulanık sahnelerden herhangi birini yaşıyordum... her şey bulanıktı ama bu sis bulutunu parçalayan bir koku bütün odayı hızla doldurmaya başladı kapı tekrar kıl bir gıcırtıyla aralandı.. içeri giren sıska bir doktor olacaktıki bunu boynunda sallanan siteteskoptan anlıyordum.
    -nasılsın genç adam. diye sordu.
    bomtak bir haldeyim doktor bey içimde tarif edemeyeceğim bir his dolanıp duruyor,
    ama ben buna bir ad koyamadım hamile kadınların karınlarında taşıdıkları ağır yükün altında
    zütüm zütüm titredikleri gibi titriyorum dedim.. yüzüne bakarak içimden.. işin aslı hiç bir şey söyleyememiştim donuk donuk herifin sigara içmekten sararmış bıyıklarına ve elmacık kemikleri fırlmaış tuhaf yüzüne yakışmayan kocamn sivri burnuna bakıyordum..
    -şu tişortunu bir çıkaralım bakalım. dedi.
    bir süre yanımda dikilip elinde ki deftere bir şeyler yazıp çizip sanki bir tak yokmuş edasıyla çıkıp gitti...
    ···
   tümünü göster