1. 51.
    +2
    #23

    sonraki haftalar böyle devam etti, deniz bana geri dönmüştü, her şey iyi gidiyordu, basket takımına geri dönmüştüm, alkolün yakınından bile geçmiyordum. annem ve babam daha sık arar olmuştu, kaan yavaş yavaş o panik halini atmıştı falan. aralarda bir şey olmadığı için hızla geçiyorum, sömestr tatili normaldi, denizde bende 1 haftalığına kendi ailelerimizin yanına gittik sonra ankaraya geldik, bir hafta beraber tatil yaptık şehrin altını üstüne getirdik sabahlara kadar gezdik, sonra okullar açıldı ve ne olduysa yine o zaman oldu. okulların açıldığı hafta aynı zamanda ligde başlıyordu, bu da daha fazla antreman, daha az denizle zaman demek oluyordu ve bu denizinde benimde hiç hoşuna gitmiyordu ama yapılacak bir şey yoktu amk, bırakamazdım basketbolu. neyse, ilk haftalar gayet iyiydi, deniz anlayışlı, antremanlar yorucu, okul zorlayıcı derken mayıs ayı gibi işler taka sarmaya başladı. denizle 6. ayımızı dolduracaktık ve o gün özel bir şeyler yapmak istiyorduk ama aynı zamanda o gün maçtan önceki son antreman vardı. koçla konuşsam bana gibtiri basardı, denize söylesem anlayış gösterirdi fakat biliyordum ki çok üzülürdü. ne yapsam diye düşünmeye başlarken kafamdaki plan yavaş yavaş şekillenmeye başlamıştı. tekrar denizle beni tanıştıran ortak arkadaşımza işim düşmüştü. ben planı günler öncesinden kurmuştum, unutmuş ayağına yatacak antremanı aradan çıkartacak sonra akşamında denize süpriz yapacaktım böylece hiçbir sıkıntı kalmayacaktı. ama bunun için ortak arkadaşımız, adı başak'tı, o gün denizi oyalamalıydı akşama kadar sonra da benim onu beklediğim yere zütürmeliydi. bildiğiniz üzere hikayeyi takip edenler bizim denizin doğum gününde çıkmaya başladığımızı bilir, 13 mayısa günler kalmıştı (6. ayımız) deniz söylemek istiyor ama hatırlar mıyım diye merak ettiği için bir şey diyememenin verdiği kıvranmayla boğuşuyordu ve ben çok gülüyordum ona da umursamaz tavrımı koruyordum. 12 mayıs gecesi her şey hazırdı başak yardım etmeyi kabul etmişti bende deniz kıl olsun diye erkenden ben yatıyorum diye mesaj attım kendisine. o da antremanda başarılar diledi soğuk bir biçimde ve yattım. sabah telefonda kuru bir günaydın mesajı vardı ki bu benim işime gelirdi, ne kadar kızarsa o kadar iyi bir süpriz olacaktı. bende ona günaydın mesajımı attıktan sonra antreman için spor salonuna gittim bu arada denizde başak'la buluşacağını söyleyen bir mesaj attı ama hala bir beklenti içindeydi beyler bende iyi eğlenceler diledim ve antremana katıldım. antreman bittikten sonra denize ben eve gidip uyuyorum diye mesaj attım. gelen cevaptan ne kadar köpürdüğü anlaşılıyordu, iyi tamam demişti sadece ki bunu dediyse cidden sinirliydi. koştura koştura eve gittim, duşa girdim üstümü başımı giydim ve süprizin hazırlıkları için evi toparlamaya başladım.

    süpriz şuydu beyler, deniz için yemek yapmayı öğrenmiştim. ona yemek yapacaktım, bir de hediye hazırlamıştım. bir defter tutmuştum işte gün gün nerede ne yaptık o günlere ait hatıralarla ve kendi yorumlarımla 6 ayımızı yazmıştım. evi toparladım, masayı hazırladım, çiçekçiden çiçek aldım kısacası her şey hazırdı. denizi alacağım parktan eve kadar yolu mumlarla ve gül yapraklarıyla döşedim sonra parka gidip başak'a mesaj attım. 15 dakika sonra işaretim gelmişti, başak denize sen parka doğru yürü ben büfeden bir şeyler alıp geliyorum demişti. deniz dalgın dalgın parka doğru yürürken elimde tek bir gülle beni görünce şokun allahını yaşadı. hemen yanına gittim, o da bir yandan kızarak bir yandan büyük bir mutlulukla bir yandan bana vuruyordu bir yandan ağlıyor ve bana sarılıyordu. sen nasıl diye kalakalmıştı bende ona her şeyi evde anlatacağımı söyledim ve kolumu ona uzattım. başak'ı arayıp teşekkür ettikten sonra ve denizle başak'ın klagib kız muhabbetleri bittikten sonra eve doğru yürümeye başladık. parktan çıkar çıkmaz yol boyunca mum ve gülleri gören deniz ağlamaya başladı ama biliyordum ki mutluluktan ağlıyordu arada unutmamışsın diyip duruyordu. eve girdik, evde aynı durumdaydı her yerde mumlar gül yaprakları, güzel bir müzik falan. romantizmin dibine vurmuştum amk. içeri girer girmez bana sarıldı ve öptü. beyler daha öncede çok öpmüştüm bu kızı ama farklıydı bu seferki, bilmediğim bir sürü değişik duygu vardı o öpücükte. *
    neyse oturduk yemeğimizi yedik, benim yaptığıma inanmadığını söyledi bende ona tekrar beraber pişirmeyi önerdim başka bir gün kabul etti. sonra hediyemi verince ona daha da çok ağladı amk, neredeyse bütün gece ağlamıştı kız ama mutluluktandı biliyordum ve bende mutluluktan uçuyordum. masayı topladıktan sonra kanepeye uzanıp videoya bir film koyduk. *evet amk o zamanlar video vardı*
    film koyduk ama filmi izleyen kim amk, benim gözlerim onda onun gözleri bende öyle sarmaş dolaş oturuyorduk. bir süre deniz daha sokulmaya başladı bana, bende ona daha sıkı sarıldım. sonra yüzünü bana döndü ve onu öpmemi bekledi bir süre, bende bekletmedim onu daha fazla ve öpüşmeye başladık. dediğim gibi, diğer öpüşmelerimizden farklıydı bu sefer ki. daha istekli, daha sıcak. bir süre sonra kendimizi ben kanepeye uzanmış denizde benim üstümde öpüşürken bulduk. belliydi bir şeyler olacaktı bu gece ama ne olacaktı orası belirsiz...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster